 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1991/1164
K: 1992/8301
T: 09.07.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 19.12.1990 tarih ve 2-852 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı ve Muk. Davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalıya ait tekstil makinalarının Ebersbach'tan (Almanya), Kayseri'ye müvekkiline ait 3 TIR'a nakledildiğini, davalının toplam (24.600) DM olan navlun bedelini ödemediğini ileri sürerek, 17.12.1985 tarihli kur karşılığı olan (5.535.000) TL'nın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, tırların nakliyeyi zamanında yapmaması nedeniyle TTK.nun 779 ve 780. maddeleri gereğince navlun isteme hakkının ortadan kalktığını belirterek davanın reddini istemiş, karşı davada ise, nakledilen makina vs. nin 29 iplik ve 5 fitil makinasına ait çekim sisteminin yenileme parçaları olduğunu, davacının Türkiye temsilcisi ile varılan mutabakata göre 13.12.1984'de yükleme yapacağı bildirilen tırların 1 hafta veya 10 gün sürede Kayseri'ye ulaşacakları düşünülerek, 8.1.1985 tarihinde makinaları monte edecek olan maztörün Kayseri'ye getirtilerek eski makinaların söktürüldüğünü, ancak son tırın ancak 7.2.1985 tarihinde boşaltma yapabilmesi nedeniyle müvekkilinin (22.565.430) TL zarara uğradığını, bu hususun montör ve 3. tır şoförünün imzasını havi tutanakla tesbit edildiğini ileri sürerek, (22.565.340) TL'nın davacı-karşılık davalı yabancı firmadan yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davacı-karşılık davalı vekili, karşılık davanın yerinde olmadığını, ilgisiz kişilerce imzalanan tutanağın müvekkilini bağlamayacağını, ayrıca olayda CMR-İRU kurallarının uygulanması gerektiğini, bir an için karşı davadaki talebin yerinde olduğu varsayılsa bile IRU'nun 23. maddesi gereğince nakliyecinin naklettiği mal bedeli kadar bir meblağla sorumlu olduğunu, buna göre de davalı-karşı davacının isteyebileceği tutarın dava tarihindeki kura göre (8300 DM x 225) (1.845.000) TL olduğunu ileri sürerek mukabil davanın reddi talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve son bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın iki tırla ilgili navlun isteminin yerinde olup, normal taşıma süresinin 3 katı sürede taşımayı gerçekleştirdiği anlaşılan 3. tır için navlun bedeli istenemeyeceği, son bilirkişi raporunda belirtilen ve mahkemece benimsenen gerekçeye göre karşı davanın yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle, (3.690.000) TL navlun bedelinin % 30 yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, keza karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Ancak, 3. tırın taşımayı TTK.nun 779. maddesine göre saptanan normal taşıma süresinden sonra 26 günlük bir gecikmeyle gerçekleştirdiği sabit olduğuna göre, mahkemece davalı-karşı davacının üretim kaybı ve montör masrafları ile ilgili zarar iddialarının yerinde olup olmadığı, varsa zarar miktarının tesbiti hususunda (tanık V.Y'nin makinaların çalışamadığı süre ile ilgili beyanı da gözönünde bulundurularak) aralarında tekstil mühendisliği ve muhasebe alanında uzman bilirkişilerin bulunduğu bir bilirkişi kurulu vasıtasıyla, gerektiğinde davalı-karşı davacı şirkete ait defter ve fabrika kayıtları da tetkik ettirilmek suretiyle bir inceleme yaptırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, bu konuda farklı görüşler içeren bilirkişi raporları arasındaki mübayenet dahi giderilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı-karşı davacı şirket yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no'lu bendde açıklanan nedenlerle davalı - karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bendde yazılı nedenlerle hükmün davalı-karşı davacı şirket yararına bozulmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 9.7.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.