 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1991/1137
K: 1992/5968
T: 07.04.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir Asliye 2. Ticaret Mahkemesince verilen 27.11.1990 tarih ve 165-915 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankanın Y. şubesi müşterilerinden olduğunu, müvekkili şirketin aldığı pamuk karşılığında anılan şubede bulunan hesabı üzerinden L. adına keşide ettiği (236.955) liralık çekin tahrifatla (6.530.955) liralık bir çek haline getirildikten ve hayali kişiler adına iki ciro gördükten sonra müvekkilinin hesabından tahsil edildiğinin anlaşıldığını, çek üzerindeki tahrifatın açıkca anlaşılmasına rağmen davalı bankanın bu çeki ödemekle kusurlu hareket ettiğini, çeki hayali hamiline ödeyen davalı bankanın ihtara rağmen hesaptan hatalı olarak ödediği (6.294.000) lirayı ödemediğini ileri sürerek, bu miktarın ödeme tarihi olan 19.12.1988 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın BK.nun 60. maddesinde öngörülen bir yıllık sürede açılmadığını ileri sürerek zamanaşımı def'inde bulunmuş, ayrıca da çek üzerindeki tahrifatın basit bir inceleme ile fark edilebilecek mahiyette olmadığını, günde yüzlerce işlem yapan banka personelinin kusurlu olduğundan söz edilemeyeceğini, bir an için kusurlu oldukları kabul edilse bile bu kusurun ağır kusur olmadığını, davacının hesap açılırken imzaladığı taahhütname ile sahte ve tahrif olunmuş çek bedellerinin dahi hesaba borç yazılmasının kabul ettiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle yerinde bulunmayan zamanaşımı def'inin BK. nun 125. maddesi gereğince reddiyle, davacı tarafından davalı banka üzerine keşide edilen (236.955) liralık çekin kimyevi maddeler kullanılmak suretiyle tahrif edilerek (6.530.000) liralık bir çek haline getirildiği ve bu çek bedelinin T. şubesi kanalıyle tahsil edildiği, söz konusu çeki tahsil eden dava dışı D'nin ağır ceza mahkemesince mahküm edildiği, tahrif edilmiş bu çeki ödeyen davalının TTK. nun 724. maddesi gereğince sorumlu bulunduğu, davalının sorumluluğunun kanundan doğan bir sorumluluk olduğu ve davacının bir kusurundan söz edilmemesi nedeniyle davada TTK. nun 724. maddesini 2. cümlesi gereğince bir inceleme yapılmasına gerek bulunmadığı, sözleşmede sorumsuzluk kaydı bulunduğu yolundaki savunmanın da dinlenemeyeceği, davalı bankanın gelişen tekniklerden faydalanarak bu tür olayların önlenmesi için gerekli tedbirleri alması gerektiği, bu tür tedbirleri almayan davalının riski müşteriye yükletmesinin adalet ve hakkaniyet kuralları ile bağdaşmayacağı sonucuna varılarak, (6.294.000) liranın ödeme tarihi olan 26.12.1988 tarihinden itibaren % 30 yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı çek keşidecisine dava konusu olayda atfı kabil bir kusur bulunmadığı gibi TTK. nun 724. maddesi gereğince bankaya yükletilen sorumluluğun sözleşme ile kaldırılması BK. nun 99/2. maddesi gereğince geçersiz bulunması karşısında davalı banka vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına, 189.000 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 7.4.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.