 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/9242
K: 1990/1911
T: 08.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 5. Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 16.10.1989 tarih ve 801-893 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müveklinin İşçi Kredi Bankasının ihraç ettiği toplam 1.000.000 TL. bedelli mevduat sertifikası bedelinin tahsili için daha önce davalı aleyhine açılan davanın müvekkili lehine sonuçlanıp kesinleştiğini, o davada dava konusu 1.000.000 TL. miktara sehven yasal faiz istendiğini, mahkemece % 10-30 faize hükmedildiğini; esasen sözleşme faizinin % 50 olduğunu sözleşmedeki % 50 faizden feragat bulunmadığını belirterek 31.1.1988 tarihene kadar hesaplanan faiz farkı olan 676.120 liranın davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının faize ilişkin haklarını önceki kesinleşen davada saklı tutmadığını, davalı fonun sadece anaparayı sigorta kapsamına aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının önceki davada faize ilişkin haklarını saklı tutmadığından ve esasen önceki davada da temerrüt faizinin hüküm altına alınıp kesinleştiğinden bahisle dava reddedilmiş, davacının temyizi üzerine Daire onanmış, davacının karar düzeltme istemi üzerine 21.4.1989 tarih 1989/3093-2417 sayılı karar ile davacının sözleşme faizi istemesine bunun daha önce dava konusu yapılmamış olmasına ve icra takibinde de saklı tutulmuş olmasına göre, davacının isteminin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davalı vekilinin faiz miktarına bir itirazları olmadığını açıklamış olmasına dayanılıp, 676.120 TL.nın da davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, Yargıtay'ca karar düzeltme istemi üzerine ittihaz edilen karara yerel mahkemece uyulmak suretiyle davacı yan için müktesep hak oluşmasına ve mahkemenin son kararına karşı bu sebeple evvelki itirazlar öne sürülemeyeceğine göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Dava konusu faiz istemi sermaye faizi niteliğinde olduğundan BK. 104/ilk fıkrası hükmünce dava tarihinden itibaren temerrüt faizine de karar vermek gerekirken faiz talebinin reddi doğru olmadığından hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yapılan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 8.3.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.