 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/861
K: 1991/2676
T: 29.04.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen hükmün temyizen tetkiki davalı Adil vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı banka vekili müvekkili ile davalılar arasında akdolunan kredi açma sözleşmeleri uyarınca davalılara nakdi kredi kullandırıldığını, davalıların taahhütlerini ihtarname keşidesine rağmen yerine getirmeleri üzerine 7.777.052.- TL alacağın takip tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili için icra takibine girişildiğini, davalıların itirazı sonucu takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve % 15 den az olmamak üzere inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Adil vekili taraflar arasındaki kredi açma sözleşmelerinin bankaya cari hesabı tek yanlı olarak kesme ve alacağa birleşik faiz yürütme yetkisi veren hükümlerinin dürüstlük kurallarına ve emredici hükümlere aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı şirket cevap vermemiş ve duruşmaya katılmamıştır.
Mahkemece davacı bankanın icra takiplerinin tamamen haklı olduğunun kredi açma sözleşmeleri, ihtarname, bilirkişi incelemesi gibi delillerle subuta erdiği gerekçesiyle davalı adil hakkındaki davanın kabulüne; icra takibine itiraz etmeyen ve bu nedenle hakkındaki takip durmayan diğer davalı şirkete yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davalı Adil vekilince temyiz edilmiştir.
1 - (...)
2 - Davacı banka, davalılara gönderdiği iadeli taahhütlü mektupla 6.587.006.- TL alacağın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün zarfında ödenmesini ihtar etmiş, icra takibinde ise 7.777.052.- TL alacağın takip tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. B.K.nun 104/f.III. maddesinin emredici hükmüne göre temerrüt faizine yeniden temerrüt faizi yürütülemez. Davalının ihtarname keşidesiyle temerrüde düşürüldüğü tarihten takip tarihine kadar işleyen faizin ise temerrüt faizi olduğu kuşkusuzdur.
Bu durumda ihtarı mutazammım iadeli taahhütlü mektubun tebliğ tarihi saptanarak bu tarihi izleyen 10. günde davalı Adil'in temerrüde düştüğü gözönünde bulundurulmak, davacının temerrüt tarihi itibariyle mevcut alacağı bilirkişiye hesaplattırılmak, takip tarihi itibariyle mevcut faizli alacak bakiyesinin tahsili ile temerrüt tarihinde mevcut alacak miktarına hasren takipten sonrası için faiz yürütülmek kaydı ile itirazın iptaline karar verilmek icap eder.
Mahkemece bu husus üzerinde durulmaksızın takip tarihine kadar işleyen temerrüt faizini de içeren takip tutarının tamamı üzerinden takipten sonrası için temerrüt faizi yürütülmesine imkan verir şekilde iptal hükmü kurulması B.K.nun 104/f.III. maddesine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no.lu bentte yazılı nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine; hükmün (2) no.lu bentte açıklanan nedenle temyiz eden davalı Adil yararına BOZULMASINA, 29.4.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.