 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/7193
K: 1990/7312
T: 16.11.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : E..... Nakliyat ve Ticaret A.Ş. ile G..... Sigorta T.A.Ş. Genel Müdürlüğü arasındaki davadan dolayı, (Hatay (Antakya) Asliye 1. Hukuk Mahkamesi)'nce verilen 12.12.1988 gün ve 698-1007 sayılı hükmü bozan Dairenin 21.05.1990 gün ve 3719-4063 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içnde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait ve davalı şirkete kasko sigortalı aracın kaza sonucu hasarlanmasına rağmen davalının zararı tazmin etmekten kaçındığını ileri sürerek (9.000.000) lira tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, primin ödenmediğini savunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair tesis edilen karar Dairemizce davacı yararına bozulması üzerine, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava dosyasının bu kez incelenmesinde, bozma kararına dayanarak yapılan (339.923) liralık prim ödeme makbuzunun dava konusu kasko sigorta poliçesine ilişkin primle ilgili olmadığı anlaşılmaktadır. Nevar ki, yine dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davalı sigorta şirketinin acentesi tarafından davacının prim borcu için alınan iki adet bononun davalıya gönderildiği ve onun tarafından da primin bu şekilde ödenmesine itiraz edilmeyerek bonoların bankaya tahsile verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında, sigorta poliçesindeki primin peşinen ödeneceğine ilişkin ve TTK.nun 1295/1. maddesinde yer alan şartın TTK.nun 1264/4. maddesi hükmü uyarınca sigortalı yararına değiştirildiğinin kabulü gerekir. Davalı sigorta şirketinin aynı poliçeyle ilgili sonraki tarihli zeyilname düzenlemesi ve primin tahsil etmesi de kosko sigorta ilişkisinin ve koşullarının yerine getirildiğinin davalı tarafından da kabul edildiğini gösterir.
Bu durum karşısında, bonolardan ilkinin henüz vade tarihi gelmeden rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının henüz primi tahsil edemediğinden bahisle sigorta bedelini ödemekten kaçınması mümkün değildir. Zira, yukarıda da değinildiği gibi sigorta şirketi bonoları kabul etmekle TTK.nun 1295/1. maddesindei koşulların gerçekleştiğini kabul etmiş bulunmaktadır. Davalı sigorta şirketinin sigorta bedelini ödemekten kaçınması nedeniyle davacının da bono bedellerini ödemekten kaçınması halinde sigortacının prim borcunu mahsup ederek sigorta bedelini ödemesi icap eder.
O halde, yukarıdaki açıklamalar karşısında davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun başladığı kabul edilerek işin esasına girilmesi gerekirken, sigorta priminin henüz ödenmemiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı sigorta şirketi vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen karar düzeltme isteminin (REDDİNE), alınması gereken 10.000 lira karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan bu harcın ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK.'nun 442/3. müdde hükmü uyarınca 15.000 lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine 16.11.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.