 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E. 1990/6469
K. 1992/5497
T. 21.4.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İSKONTO FAİZİ
REESKONT FAİZİ
ÖZET 3095 sayılı Kanunun 2/3. maddesi hükmü ile TTK.nun 1461/2. maddesi hükmü askıya alınmış olduğundan, ıskonto faizine hükmedilmesi mümkün bulunmayıp, T.C. Merkez Bankası 'nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiz oranına hükmedilmesi gerekir.
(3095 s. Faiz K. m. 2/3)
(818 s. BK. m. 72)
(6762 s. TTK. m. 1461/2)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesi)nce verilen 4.5.1990 tarih ve 416-384 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraflar vekilleri tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline nakliyat poliçesi ile sigaralı 500 teneke beyaz peynirin nakledilmek üzere E Nakliyat Ambarı sahibi davalıya teslim edildiğini, nakliyeyi yapan kamyonun sahte plakalı olup malların sahte belgelerle satıldığının anlaşıldığını, yarma yerine ulaştırmadığı, 162 tenekesinin satıldıkları yerden alınarak davalıya teslim edildiğini, müvekkilinin sigortalıya çalınan mallarla geri alınmış peynirlerdeki değer kaybı karşılığı olarak 28.196.000 TL. Ödendiğini belirterek, bu miktarın dava tarihinden itibaren ıskonto faiziyle davalıdan rücuan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, Y.............E...............Nakliyat Ambarı'nın 2.5.1988 tarihinden beri Mehmet adına faaliyette bulunduğundan bahisle husumet itirazını öne sürmüş, ayrıca müvekkilinin taşıma komisyoncusu olarak müddebir bir tacir gibi hareket ettiğini, kusuru bulunmadığını, malı nakleden taşıyıcı ve kamyon şoförünün dava edilmesi gerektiğini, müvekkilinin tedbirli davranması sayesinde malı çalanların yakalandığını, 162 teneke peynirde bir değer kaybı olmadığını, toplam malın 35.000.000 TL. olması nedeniyle geri alınan 162 teneke düşülünce zararın 23.660.000 TL. olması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, poliçeye ekspertiz raporu, sevk irsaliyesi, diğer belgeler, bilirkişi raporuna dayanılarak, husumet itirazının reddiyle davalının zararın oluşumundan sorumlu olduğu sonucuna varılarak 28.196.000 TL.'nın dava tarihinde itibaren % 30 faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, her iki taraf vekili de temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, mümeyyiz davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyizine gelince;
Davacı işbu davasında iddia ettiği alacağının ıskonto faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş olup, mahkemece % 30 faize karar verilmiştir. Davacı sigorta şirketi bu davasını nakliyat poliçesi akdettiği dava dışı sigortalısının, sigortalı emtiasını taşıyan davalının kusurlu hareketi sonucunda emtianın kısmen kaybı ve kısmen hasara uğraması nedeniyle sigortalısına ödediği tazminatı rücuan tahsil etmek amacıyla açmış olup, sigortalısının külli halefi sıfatıyla hareket etmekte, bir netice onun tüm haklarını der meyan edebilmek hakkına sahip bulunmaktadır. Sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin taşıma aktinden doğmuş bulunması ve bu ilişkinin taraflarının sıfatına göre sigortalı ticari faiz isteyebileceğine göre, onun külli halefi olan davacı sigorta şirketinin de işbu davasında ticari faiz talep etmesi mümkün bulunmaktadır.
Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre salt ticari faiz istenipte bunun nispetinin belirtilmemesi halinde hüküm altına alınabilecek faiz nispeti yasal faiz nispeti olan % 30 ise de, davacı işbu davasında açıkça ıskonto faizi talep ettiğinden mahkemece % 30 oranında faize hükmedilmiş olması doğru bulunmamaktadır. Ancak, 3095 sayılı Kanunun 2/3. maddesi hükmü ile TTK. nun 1461/2. maddesi hükmü askıya alınmış olduğunda, ıskonto faizine hükmedilmesi mümkün bulunmayıp, T.C. Merkez Bankası'nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiz oranına hükmedilmesi gerekirdi.
Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde reeskont faizi yerine % 30 faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
S o n u ç Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenleriyle hükmün mümeyyiz davacı yararına (BOZULMASINA), davacı vekili gelmediğinden duruşma vekillik ücreti tayinine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcı nın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 281.960 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına 21.4.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.