 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/5146
K: 1990/6606
T: 16.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesince verilen (...) hükmün temiyizen tetkiki davalı Emin Salih D. vekili tarafından istenmiş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin birikmiş faiziyle 54.300.000 TL. alacağının tahsili için davalı borçlular hakkında haciz yoluyla takip yapılıp bilahare iflas yolu ile takibe dönüldüğünü, iflas ödeme emrine sadece borçlu Emin Salih D.'un itirazettiğini, diğerleri yönünden takibin kesinleştiğini, itirazın haksız olduğunu, D. Koll. Şti.nin haczi tahakkuk ettirilip şirketin malvarlığı olmadığı için şeriklere dönülmesinde bir usulsüzlük olmayıp T.T.K. 178. maddesine uygun bulunduğunu belirterek itirazın kaldırılarak şirket ve şeriklerinin iflasına T.T.K. 159 ve 161. maddelerine göre defter tutulmasına, itiraz eden davalı yönünden tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Emin Salih D. vekili davayı kabul etmediklerini bildirmiştir.
Diğer davalılar davayı cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, icra dosyasına ve tüm dosya içeriğine dayanılıp davalı Emin dışındakiler yönünden iflas yolu ile takibin kesinleştiği,davalı Emin'in itiraz ettiği, ancak borçlu Koll. Şirketin haczi kabul malvarlığı oladığı, binnetice Koll. Şirket ortakları hakkında takibe dönülmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, 54.300.000 TL. borcun İ.İ.K. 158. maddesine göre çıkarılan depo kararına rağmen 7 gün içinde ödenmediği, tüm bu nedenlerle davanın sabit bulunduğu sonucuna varılarak davalı Emin'in itirazının kaldırılmasına, davalı şirket ve ortaklarının iflasına karar verilmiştir.
Kararı davalı Emin Salih D. vekili temyiz etmiştir.
İ.İ.K.nun 3494 sayılı kanunla değişik 153/1. maddesi hükmüne göre, iflas davası açılınca iflas talebinin 166. maddenin 2. fıkrasındaki usulle ilanı gerekir. Oysa mahkemece söz konusu ilan keyfiyeti yerine getirilmeden işin esasına girilerek davanın sonçlandırılmış olması doğru olmadığı gibi davacı alacaklının İ.İ.K.nun 160. maddesi hükmüne göre iflas avansını yatırması sağlanmadan hüküm verilmesi de doğru bulunmamıştır.
Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar ikmal edilmeden yazılı olduğu şekiled hüküm tesisi isabetli olmadığından bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (...) 16.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.