Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/4306
K: 1990/4775
T: 15.06.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İstanbul Asliye 1. ticaret Mahkemesi)nce verilen 10.3.1989 tarih ve 4806-826 sayılı hükmün temyizen tetkik davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
  KARAR : Davacı vekili, davalının dairesindeki televizyonun yanmasından dolayı çıkan yangın nedeniyle söndürme çalışmalarına katılan itfaiyenin, müvekkili sigorta şirketine yangın sigortasıyla sigortalı dava dışı karumun davalının üst katında bulanan dairesinin kapı ve pencelereninin yangın söndürmek amacıyla girip hasarlaması sonucu sigortalıya (960.000) TL'nın ödendiğini, yangının çıkmasına davalının ihmalinin neden olduğununun yangın raporunda belirtildiğini, esasen çağdaş hukukta tehlike sorumluluğu diye adlandırılan bu gibi durumlarda faydalananın hakimiyet alanına giren eşyanın üçüncü kişilere zarar vermesi halinde kasıt veya kusur şartı aranmaksızın hakimiyeti olanın sorumlu olacağını iddia ederek (960.000) TL'nın temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan rücuan tahsilini talep ve dava etmiştir.
  Davalı vekili, müvekkilinin olayda kusuru bulunmadığını, bu durumun beraatle neticelenen ceza davasıyla açıklığa kavuştuğunu, olayın tehlike sorumluluğu olarak nitelendirilemeyeceğini, istenen imtadın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
  Mahkemece; iddia ve savunmaya, mübrez belgelere, ilgili ceza dosyası, tanık beyanları ve bilirkişiler raporuna nazaran olayda davalının ihmal ve kusurunun saptanamadığı, bizatihi tehlike arzeden bir nitelik taşımayan televizyon kullanımının tehlike sorumluluğunun kapsamına dahil olamıyacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
  Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
  Dava konusu olayda, davalının maliki olduğu dairede onun kusuru olmaksızın televizyondançıkan yangının söndürülebilmesi içn bir üst kattaki sigortalıya ait dairenin kapı ve pencelerei itfaiye tarafından kırılarak müdahale edilmek suretiyle davalıya ait dairedeki yangının başlangıç aşamasında söndürüldüğü ve davacı sigortacının sigorta poliçesi hükümleri çerçevesinde bir üst katta oturan ve bundan zarar gören kimseye ödeme yaptıktan sonra bu ödemeden dolayı davalıya rücu amacı ile işbu davayı tehlike sorumluluğu hukuki sebebine dayandırarak açmış bulunmaktadır.
  Her ne kadar, televizyon cihazı yapısı itibariyle genel olarak tehlikeli cihazlardan olmadığından tehlike sorumluluğunun olayda mevcut olmadığı kabul edilse bile, sırf komşusunda çıkan yangının söndürülebilmesi için kapı ve pencelereleri kırılan bir üst kattaki komşu dairede meydana getirilen bu zarara sadece o daire malikinin katlanmasının gerektiğinin kabulu, BK.nun 52/2. maddesinde yer verilmiş bulunun iztırar hali sorumluluğunda ifadesini bulan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine aykırı olur. BK.nun 52/2. maddesi hükmüne göre, her ne kadar malına zarar gelecek kimseye, üçüncü kişinin malına zarar veren kimse olarak sorumluluğu sınırlandırılmış ise de, kamu yararına hareket eden itfaiye bu yangını söndürmede davalı adına ve onun yararına hareket ettiğine göre, itfaiyenin üst katta oturan sigortalıya verdiği zararın davalı tarafından bizzat meydana getirilmiş olduğunun kabulü gerekir. Nitekim, doktrinde de fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin yasada belirtilenlerle sınırlı olarak uygulanmaması, hukuki örnekseme yoluyla bu ilkeni hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda genişletilerek uygulanması gerekitği kabul edilmektedir (Bkz. Dr. İ. Ulusan, Fedekarlığın Denkleştirilmesi İlkesi, İst. 1977, sh. 18 ve 325 vd.).
  Keza, aynı binada v bir üst katta oturan dava dışı sigortalının da bu yangının söndürülmesinde kendi yararı mevcut bulunmaktadır. Zira, alt dairede yangının başlangıç aşamasında söndürülmemesi halinde aynı tehlike ile üst daire de karşı karşıya kalacaktı. Olayın bu özelliği ile de fedekarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca zararın bir bölümüne de dava dışı sigortalı dolayısı ile TTK.nun 1301. maddesi hükmü gereğince ona halef olan davacı sigortacının katlanması gerekir. Bu durum karşısında gerekir BK.nun 52/2. maddesi hükme, gerekse anılan ilke uyarınca davacı sigortacı lehine ancak hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde tarafların ortak tehlike karşısında karşılıklı yararları dikkate alınarak münasip bir tazminat hükmedilmesi gerekir.
  Davacı sigorta vekili, yukarıda da değinildiği gibi, davada hukuki sebep olarak tehlike sorumluluğuna dayanmış ise de, dava dilekçesinde dayanılan maddi olaylara göre, davanın hukuki sebebini saptamak HUMK.nun 75 ve 76. maddeleri hükmü ile 4.6.1958 gün ve 15/6 sayılı İ.B.K. gereğince hakime aitbir görev olmaktadır. Davacı açıklamaları ile kusursuz sorumluluk hallerinden tehlike sorumluluğuna dayanmış ise de olayın özelliği icabı bu sorumluluk esasının değil yine kusursuz sorumluluk hallerinden birini teşkil eden ve BK.nun 52/2. maddesinde ifadesini bulan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin olaya uygulanması gerektiği kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir
 
  SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.6.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini