 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/4066
K: 1991/6242
T: 25.11.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesi'nce verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin imal edilip geliştirdiği trafik sinyalizasyon sistemini davalıların aynen kopye edip ürettiklerini ileri sürerek müvekkilinin haklarının korunmasını ve davalıların bu cihazları taklit ve kullanmalarının önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan İsmail ve Hüseyin vekili cevabında, müvekkillerinin daha önce davacının işlerinde çalıştıklarını ve işten ayrıldıktan sonra kendileri bir işyeri açıp dava konusu cihazları ürettiklerini, ancak kullanmadıklarını, davacının davalıları; bu cihazları bedeli karşılığı bana verin ya da siz kullanın, % 10 bedelini bana ödeyin şeklinde teklifte bulunduğunu, bu teklif davalılarca kabul edilmesine rağmen davacının tercihini yapmayıp dava açtığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme; toplanan delillere göre davacının korunmasını istediği buluşu ile ilgili Ziraat Bakanlığı'nca tescil edilmiş bir ihtira beratının bulunmadığı, bu nedenle bu tür hakların yasal olarak korunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davacının geliştirilip imal ettiği trafik sinyalizasyonu ile ilgili buluşunu, yanında çalışan davalıların bu sistemle ilgili mekanik ve elektronik parça ve şemalarını alıp aynen kopye etmek suretiyle izinsiz kullanmaları nedeniyle sinyalizasyon sisteminin imalinin ve kullanılmasının önlenmesine ilişkindir. Mahkemece davacı buluşunun tescil edilmediği ve bu nedenle yasal dava hakkı bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davanın açıklanan mahiyetine nazaran konunun T.T.K.nun haksız rekabete ilişkin 57/5 ve 8 hükümleri ile 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nun 2/3 maddeleri hükümlerine göre incelenmesi gerekir. 5846 sayılı Yasa'da tescille ilgili bir hüküm bulunmamaktadır. O halde mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulması icabederken yazılı olduğu şekilde davanın reddi doğru bulunmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 25.11.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.