 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/3980
K: 1991/6455
T: 03.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 19.3.1990 tarih ve 18-67 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin traktör alım satımı ve tarım makinaları ithal ve satımıyla iştigal ettiğini, ana sözleşmenin 8. mmaddesine göre Naraözü Belediye Başkanının da yönetim kurulunun asil üyesi olduğunu, şirketin yönetim kurulu başkanının 2.3.1977 tarihinde trafik kazasında öldüğünü ve davalının o sırada Belediye Başkanı olup anasözleşmenin 8. maddesine göre yönetim kurulu üyesi olduğunu ve şirketin elinde bulunup satış için bekleyen traktörü ölen yönetim kurulu başkanından satın aldığını iddia ederek sahiplendiğini, bir satımın söz konusu olmayıp davalının kötüniyetli zilyet olduğunu, ancak bir an için satış söz konusu olsa bile davalının yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle TTK.nun 334. maddesine göre geçersiz bulunduğunu öne sürerek, traktörün davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davacı işrketin feshedildiğini, aktif husumete ehil olmadığını tasfiye kurulunun da mevcut bulunmadığını, söz konusu traktörün davacı şirketin aktifinde gözükmediğini, müvekkilinin traktörü karşılığında bir otomobil ve 40000 TL para vererek Veli Pehlivanoğlu'ndan satın alıp 9 senedir elinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı şirketin feshine ilişkin davanın reddedilmiş olmasına 15.3.1989 havale tarihli bilirkişi raporuna, davalı tanıklarının beyanlarına şirket anasözleşmesinin temsile ilişkin 10. maddesine traktörün şirket adına satın alındığına ilişkin 31.7.1976 tarihli fatura ve tüm dosya içeriğine dayanılıp, davalının davacı şirketle giriştiği traktör alımının TTK.nun 334. maddesindeki şart gerçekleşmediğinden satımın geçersiz olduğu, öte yandan davacı şirketin çift imza ile temsil edildiği oysa traktörü şirket müdür vekilinin tek başına davalıya satışının yapıldığı bu itibarla da geçersiz olduğu gerekçeleri ile sözkonusu traktörün davalıdan alınıp davacı şirkete verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı A.Ş. işbu davasında davalının idare meclisi üyesi olduğu sırada şirkete ait traktöre haksız surette sahiplendiğini binnetice zarar verici eylemde bulunduğu iddiasına dayandığından, TTK.nun 341. maddesi hükmüne göre davalı hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için şirket genel kurulunca bu yolda karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekir. Bu bir dava şartıdır. Her ne kadar denetçiler vekaletname vererek sözkonusu dava şartının bir ciheti gerçekleştirmiş iseler de, genel kurulca alınmış bir karar bulunmamaktadır. Bu eksikliğe rağmen davanın görülüp sonuçlandırılması doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davacıya TTK. 341. maddesine göre genel kurul kararı alması ve ibraz edebilmesi için HUMK.nun 39-40 maddelerine göre süre verilmek, ibrazı halinde davaya devam edilerek tarafların iddia ve savunmaları tahkik edilip sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarda açıklanan hususlar dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmitir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, 3.12.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.