 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/3689
K: 1992/566
T: 30.01.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı vekili, davalının taraflar arasında imzalanan 18.6.1986 tarihli navlun sözleşmesiyle donatanı bulunduğu 600 DW tonluk ... tankeri ile mMarmara içi, Zonguldak ve Bartın limanları arasında silap ve beyaz mal ile madeni yağ taşımayı üstlendiği halde sözleşme süresi olan 1 yıl dolmadan tankeri satması nedeniyle müvekkilinin aynı tonajda bir gemi bulunmaması üzerine yerine M/T ..... tankerini kiralayarak taşımayı daha yüksek fiyatla yaptırmak zorunda kaldığını ve bu nedenle KDV hariç 33.134.800 lira zarara uğradığını ileri sürerek anılan meblağının fesih tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekili şirkete ait .... adlı tankerin siyah mal taşıyacak teknik donanımları haiz olmadığını, zira sözleşmenin 2. maddesinde de yazılı olduğu üzere tankerin 2 adet tahliye pompası centrifuge bulunduğunu, bu pompalarla fuel-oil basmanın olanaksız olduğunu, ayrıca yük tankı ısıtma tertibatı ile yük ısıtma kazanını haiz olmadığını, bu durumun davacı tarafından bilindiğini, çünkü tankerin sözleşmeden önce 3 yıl süreyle davacıya beyaz mal taşıdığını, davacının müvekkiline ait tankere beyaz mal taşıtmak amacıyla sözleşme imzaladığını, oysa yüksek fiyatla ..... tankerine taşıtılan malın siyah mal olduğunu, her ne kadar özleşmede siyah mal ve madeni yağdan da söz edilmekte ise de, bu hususun sözleşmenin matbu olmasından ileri geldiğini ve davacının iyiniyetine güvenen müvekkilinin sözleşmeyi bu yönden çekince koymadan imzaladığını, esasen müvekkiline ait tankerin tonajı ve kapasitesi itibariyle ..... bin kötü niyetli olduğunu, ayrıca ödendiği iddia olunan ücretlerin normal rayiçlerin çok üstünde ve fahiş olduğunu, davalının ihale açmadan taşıma yaptırmasının da iyiniyetli bir yaklaşım olmadığını, ayrıca müvekkilinin tankeri arızalarının fazlalaşması nedeniyle sattığını, ayrıca faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sözleşmenin siyah ve beyaz mal ve madeni yağ taşıttırılması amacıyle imzalandığı, davalının sözleşmeye herhangi bir çekince koymadığı ve davalının 1 yıllık sözleşme süresi dolmadan tankeri satması nedeniyle davacının haklı olarak sözleşmeyi fesh ettiğini ve taşımayı davalı nam ve hesabına daha yüksek bir fiyatla yaptırmak durumunda kalarak zarara uğradığını aradaki 3 aylık süreye, enflasyonist baskının taşımacılığı etkilemesine ve deniz taşımasında kullanılan araçların kısıtlı olmasına göre davacı tarafından .... tankeri donatanına yapılan navlun ödenmesinin fahiş olmadığı; kaldı ki, davalının taşımanın daha az bir fiyatla yapılabileceği yolunda dosyaya, herhangi bir kanıt ibraz etmediği, bilirkişi raporuyla davalıya ait tankere ısıtıcı tertibat konulması suretiyle siyap mal taşımasının yapılabileceğinin mümkün bulunduğunun anlaşıldığı ve davacının 17.9.1986 tarihinde sözleşmeyi fesh ederek ve hesaba yaptırılacak taşımalardan ortaya çıkacak parasal farkın ve zararın isteneceğini aynı gün davalıya bildirmiş olması nedeniyle alacağa 17.9.1986 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüyle KDV hariç 32.700.000 lira navlun farkının 17.9.1986 tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
KARAR : 1 - dava konusu alacağın siyah mal taşımasından kaynaklandığı hususu intilafsız bulunmakta olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü, davacı kurumun davalı şirkete ait tankeri sadece beyaz mal taşıması için mi, yoksa hem beyaz ve hem de siyah mal taşıması için mi kiraladığı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar taraflarca imzalanmış bulunan ve davacı kurumun benzer işler için hazırladığı anlaşılan matbu tip sözleşmede aynı zamanda siyah mal taşınmasından da söz edilmekte ise de; yine sözleşmede yazılı bulunan niteliklerinden, davalıya ait tankerin gerek ısı tankı ve gerekse de ısıtıcı tertibatı gibi siyah mal taşınması için gerekli bulunan teçhizatı haiz olmadığı ve sözleşmede yazılı bulunan bu özelliklerine göre de siyah mal taşınmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca sözleşmede davalının bilahare tankerine siyah mal taşımasını mümkün kılacak teçhizatı ilave ettireceğine ilişkin bir hüküm de mevcut değildir. Diğer yandan, dosya içeriğinden davacı kurumun gerek sözleşmeden önce, gerekse de sözleşmeden sonra davalıya ait tankere hep beyaz mal taşıttığı, davalıya ait tankerin hiç siyah mal taşımasında kullanılmadığı anlaşılmakta olup, davacı da davalı tarafından tankerin satılması üzerine çektiği telekste, özellikle beyaz mal taşınmasından söz etmiş, telekste siyah mal taşıttırmasından ileri gelen fiyat farkını davalıdan istenemeyeceği nazara alınarak davanın reddine karar verilmek gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2 - Kabule göre de, davacı kurumun zararı dava dışı firmaya yapılan fazla ödemeyle doğduğuna ve davacı kurumun davalıyı dava konusu alacağın ödenmesi hususunda davadan önce temerrüde düşürmediği sabit olduğuna göre, mahkemece hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütmek gerekirken, bu husus nazara alınmadan sözleşmenin fesih tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru olmamış, hükmün bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 250.000 lira duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.1.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.