 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/2851
K: 1991/3923
T: 11.06.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Mahalli Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 5.12.1989 tarih ve 14-896 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalılardan İsmail ve Hasan tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalıların müvekkili kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri olduğunu ve sigorta primlerini zamanında ödememek ve mal açığına sebebiyet vererek kooperatifi toplam 954.508 lira zarara uğrattıklarını öne sürerek, bu miktarın yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı İsmail ve Süleyman davayı kabul etmediklerini savunmuşlar, diğer davalılar hiç cevap vermemişlerdir. Mahkemece toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen sabit olduğu sonucuna varılarak 493.000 liranın davalı Aksu, İsmail ve Süleyman'dan 405.253 TL.'nın da tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline 9.1.1989 tarihinden itibaren % 30 faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Kararı davalılardan Aksu ve Hasan temyiz etmiştir.
İşbu dava, davacı kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri olan davalıların yönetimde bulundukları sırada ve bu görevlerinden dolayı kooperatife zarar verdikleri iddiası ile zararın tazmini istemine ilişkin bulunmaktadır. Böyle bir davanın açılabilmesi için 1163 S. Kooperatifler Kanunu'nun 98. maddesi yollaması ile TTK.nun 341. maddesi hükmüne göre kooperatifin genel kurulunca karar alınmış olması ve davanın da denetçiler tarafından açılmış olması gerekir. Bu bir dava şartıdır. Oysa işbu davanın söz konusu dava şartı gerçekleşmeden açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davacı tarafa yukarda anılan yasa hükmü gereği olarak genel kurul kararı alınması ve davanın denetçiler tarafından açılmasını sağlayabilmesi için HUMK.nun 39-40. maddeleri hükmüne göre süre verilerek, davacının dava şartını ikmal etmesi halinde davaya devam olunarak, bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarda açıklanan hususlar dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davalılar İsmail Aksu ve Hasan Balaban yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 11.6.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.