 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/2775
K: 1991/4158
T: 18.06.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinci verilen 29.12.1989 tarih ve 93-532 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile davalı D'nin ... Ltd. Sti.nin kurucuları olduğunu ve şirket kurulurken şirkete kredi temini maksadıyla müvekkilinin davalı D'ye 4.500.000 TL'lık bono verdiğini, şirket feshedildiğinden davalı D'nin bonoyu iade etmesi gerekirken tahsil amacıyla diğer davalıya ciro ettiğini belirterek söz konusu bono ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı D. vekili iddianın doğru olmadığını, alacağın kambiyo senedinden doğduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bonoya şirketin defterlerinde bononun kaydına rastlanılmadığına ilişkin bilirkişi raporuna, davacının iddiasını yazılı delille ispat edememesine buna karşılık davalı tanıklarının tarafların şirketten olan alacak borç münasebetlerinin tasfiyesi sırasında söz konusu bononun düzenlenmiş olduğunu açıklamış olmalarına dayanılıp dava reddedilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Dava konusu 15.3.1988 vadeli 4.500.000 TL'lık senette tanzim tarihi bulunmadığından TTK.nun 688/6 maddesi hükmüne göre bono niteliğinde olmayıp, adi borç senedi mahiyetindedir. Bu senetle alacaklı olarak görünen davalı D. senette mündemic alacağını beyaz ciroyla diğer davalı A'ya temlik etmiş ise de senedin bono niteliğinde olmaması nedeniyle beyaz ciro yoluyla temlik yapılması mümkün bulunmamaktadır. BK.nun 163. maddesi hükmüne göre davalı D'nin söz konusu senetteki alacağını diğer davalıya temlik edebilmesi için temlik iradesinin ve temlik edilenin kim olduğunun temlik beyanında açıkca yer alması gerekir. Beyaz ciro senedin bono vasfında olması nedeniyle alacağın temliki yoluyla alacağı temellük eden sıfatı bulunmadığından davacının söz konusu senetle davalı A'ya borçlu olmadığına karar vermek gerekirken davanın bu davalı yönünden de reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3 - Davacı dava dilekçesinde deliller bölümünde yasal ve taktiri her türlü deliller bölümünde yasal ve taktiri her türlü deliller demek suretiyle yemin deliline de dayandığı anlaşıldığı halde davacıya yemin hakkının hatırlatılmamış olması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına bozulmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 18.6.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.