 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/2509
K: 1990/3029
T: 05.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkmesi) nce verilen 18.11.1988 tarih ve 5365-4460 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı iflas idaresi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili müvekkiline nakliyat sigortalı emtianın davalıya ait kamyonla taşındığı sırada vuku bulan trafik kazası sonucu hasara uğradığını, hasarlı emtianın sahibine (1.120.384.-TL.) sigorta tazminatı ödendiğini ileri sürerek mezkur meblağın gecikme faiziyle birlikte rücuan tahsilini talep etmiştir. Davalı cevap vermemiş ve duruşmaya temsilci göndermemiştir.
Mahkemece nakliyat sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, tazminat makbuzu ve uzman bilirkişi raporu gibi delillerle subuta eren davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı şirketin iflas idaesince temyiz edilmiştir.
Davalının iflasının açılmasına 11.3.1987 tarihinde karar verildiği ve temyiz konusu alacak davası daha sonra 21.12.1987 tarihinde açıldığı halde mahkeme iflas kararından haberdar olmadığından davalı şirketin yetkilisine yapılan tebligatla taraf teşkil edilmiş ve yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuştur. İflastan sonra ne müflis ne de iflas idaresi aleyhine masaya giren mal ve haklara ilişkin bir dava açılamaz. Masadan bir hak iddia edenler alacaklarını masaya yazdırırlar. İflas İdaresi istenen alacağı kabul etmez ve sıra cetveline kaydetmez ise alacaklı ancak o zaman dava açabilir ki bu da iflas idaresine karşı açılması gereken sıra cetveline itiraz davasıdır. Buna rağmen iflastan sonra müflise karşı bir alacak davası açılmış ise bu davaya iflas idaresine karşı sıra cetveline itiraz davası olarak devam edilmelidir (Prof. Dr. Baki KURU/İcra ve İflas Hukuku, 1983, sh: 649). Öte yandan davalının iflas ettiğinin yargılama sırasında mahkemece bilinmemesi yukarda açıklanan ilkelerin uygulanmasına engel oluşturmaz.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; dava dilekçesini davalının iflas idaresine tebliğ ve böylece taraf teşkil edilerek ve davalı tarafın savunması da alınıp hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurmaktan ve yargılama sonunda davacının alacaklı olduğu bir meblağın varlığı saptanırsa bu meblağın iflas sıra cetveline kayıt-kabulüne karar vermekten ibarettir.
Mahkemece davalının müflis olduğu bilinmeden davalıya karşı davaya devam edilip hüküm kurulması Yasa'ya ve usule aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden iflas idarsi yararına 5.4.1990 tarihinde BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.