 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/2348
K: 1991/1122
T: 21.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Düzce Asliye 2. Hukuk Mahkemesince verilen 19.12.1989 tarih ve 736-950 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19.2.1991 gününde davalı asil Mustafa S. gelip davacı taraftan kimse gelmediğinden tebligatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı asil dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin Almanya'da çalıştığını, Düzce'de inşa ettirmekle olduğu fındık kırma fabrikasının inşaat ve makina donanımın yapılması içinde bu işleri takip, tedvi ve doğabilecek her türlü harcamayı yapmak üzere davalıyı 17.6.1986 tarihli vekaletname verdiğini ve yine inşaat sırasında müvekkilinin davalıya 14 adet açık çek verdiğini, bunlardan birinin 200.000 TL'lık bir masraf müvekkilinin davalıya 14 adet açık çek verdiğini, bunlardan birinin 200.000 TL'lık bir masraf için kullanıldığını, bir adedinin de 2.500.000 TL'dan N.K. adına verildiğini, müvekkilinin ödediğini, geriye kalan 12 adet açık çekten bir diğerinin sanki müvekkilinin borcu varmış gibi 20.000.000 TL'dan doldurulup N.K. adlı şahsa verildiğini bu çekle yapılan takibe karşı menfi tesbit davası açıldığını ve derdest olduğunu, davalının kalan 11 adet çekten birisini de kendi adına sanki alacaklı imiş gibi 30.000.000 TL'dan doldurup takibe geçtiğini, müvekkilinin davalıya böyle bir borcu olmadığında vekaletten de asledildiğini beliterek 30.000.000 TL'lık çekle ve davalı yedinde mevcut diğer çekler ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap vermemişler, tanık dinlenemeyeceğini savunmuşlardır.
Mahkemece, H.U.M.K.nun 290 maddesine göre ididanın yazılı delille ispatı gerektiği, münesebet nedeniyle verildiğini kanıtlayamadığı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle uslu ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davalı vekili gelmediğinden duruşma vekillik ücreti tayinine yer olmadığına 21.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.