 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/2323
K: 1991/4100
T: 17.06.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 19.12.1989 tarih ve 30-1187 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı ve davalı T.D.İ. Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, dava dışı Sümerbank Genel Müdürlüğü tarafından yurt dışından ithal olunan ve müvekkili şirkete nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan bobin makinalarının İstanbul Hasköy 63-67 ve Salıpazarı 3 no'lu gümrük ambarlarında açıkta bekletilmeleri nedeniyle pazarlandığını, hazırlanan ekspertiz raporuna göre tespit olunan (195.000.000) TL.hasarın sigortalıya ödendiğini, davalıların müracaata rağmen ödemede bulunmadıklarını ileri sürerek, (195.000.000) TL.'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Maliye ve Gümrük Bakanlığını temsilen Hazine vekili, gümrük ambarlarının diğer davalı tarafından işletildiğini belirterek, müvekkili bakanlık alayhine açılan davanın husumet yönünden reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili ise, davacı ile sigorta ettiren arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığını, bilahare düzenlenmiş zayilnamelerle abonman sözleşmesinin geçerli kılınmak istendiğini, malların ambara giriş tarihi olan 4.7.1985 tarihinden en az 20 gün sonra 26.7.1985 tarihinde poliçe düzenlendiğini, davacının hasarlı malları sigortaladığını, bu hususun davacı ve sigorta ettiren tarafından bilindiğini, ayrıca davacının mahkeme kanalıyla yaptırdığı tesbitten sonra 11.2.1986 tarihinde düzenlendiği zayilname ile sigorta edilen mal miktarının artırdığını, kendi kusuru ile yaptığı ödemeye kendisinin katlanması gerektiğini, sevkiyat ihbarı yapılmadığından abonman sözleşmesindeki limitlerin üstünde ödeme yapıldığını, kamyon başına abonman sözleşmesi limiti (50.000.000) TL. olduğu halde davacının (404.132.179) TL. üzerinden oransız ödeme yaptığını, hasarın neden ne zaman ve sigortalının hasarın artmasında rolü bulunup bulunmadığını araştırmadan ve all risk şartları kalktığı halde ödeme yapıldığını, hasarın ambara girmeden önce meydana geldiğini bunun rezerve kayıtları ile belli olduğunu, ambalajları açıp içine bakma yetkisi bulunmadığından görünebilir hasarlar dışındaki hasarların tesbitinin mümkün olamayacağını, malların standart olmayan ambalajlarda gönderildiğini, sigortalının 6 metre boyundaki bir eşyanın ambar kapısından girmeyeceğini bildiğini, davacının dahi bu husustan haberdar olduğunu, malların açıkta ızgara üzerine konarak branda ile örtüldüğünü, rezerve kaydı olmasına rağmen sigortalının malıyla ilgilenmediğini ve malın uzun süre ambarda beklemesine neden olduğunu, gümrükten muaf olarak ithal edilen malların bir günlük sürede gümrükten çekilebileceğini, hasar ve paslanmada kusurları bulunmadığını, 1985 yazının yağışsız geçtiğini istenen tazminatın fahiş olduğunu, hasarın çoğunun darbeli ve kırık mallardan ileri geldiğini, devantaj, montaj, işçilik, montür ve müteferrik masrafların davayla ilgisi bulunmadığını esasen montajın satıcı firmaya ait olduğunu (sözleşmeye göre) bu ad altında tazminat istenemeyeceğini, sovtaj tenzilinin düşük olduğunu, ekspertiz raporu ile tesbitler arasında mübayenet bulunduğunu, sözleşmenin yapıldığı tarih olan 19.4.1984 tarihindeki kur nazara alınarak hesaplama yapılmak gerekirken poliçe tarihindeki kur nazara alınarak malın değerinin yüksek gösterildiğini, olayla ilgili olarak hazırlanan yüksek Denetleme Kurulu'ndaki tahkikat dosyalarının celbi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere ve bilirkişiler kurulu raporuna göre, zayilnamelerin ve poliçenin abonman sözleşmesine istinaden düzenlenmesi nedeniyle riziko gerçekleştikten sonra sigorta yaptırılmıştır yolundaki itirazın yerinde olmadığını, bilirkişi raporundaki gerekçe ve sonuçların doğru bulunduğu, davalı bakanlığın olayda kusursuz olup, malda meydana gelen hasarlardan sigortalı ve diğer davalının % 50 nisbetinde kusurlu oldukları, TTK.nun 1358/2. maddesine göre satış bedeline % 10 kar marjı ilavesiyle spesifik poliçede oluşturulan (322.363.506) TL.'nin sigortacılık tekniğine ve kanuna uygun olarak saptanmış bir sigorta bedeli olup fahiş olmadığı gerekçesiyle davalı bakanlık alayhine açılan davanın reddine, (195.000.000) TL.'nin % 50'si olan (97.500.000) TL.'nin dava tarihi olan 13.1.1987 tarihinden itibaren %30 faiziyle birlikte Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nden tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı ve davalı T.D.İ. Genel Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmasına göre davalı ve davalı T.D.İ. Gen. Md.lüğü vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı ve davalı T.D.İ.Gen. Md.lüğü vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.700 lira temyiz ilam harcının davacıdan alınmasına, 975.000 lira temyiz ilam harcının peşin harcın mahsubuyla temyiz eden davalıdan alınmasına, 17.6.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.