 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/223
K: 1991/1022
T: 18.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Antalya Asliye 4.Hukuk Mahkemesince verilen 14.11.1989 tarih ve 623-841 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, 1978 yılından beri davalı kooperatifin ortağı bulunduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun 13.9.1988 tarihli kararla aynı amaçlı başka bir kooperatifte üye bulunduğundan ve koouperatiften dükkan aldığından bahisle müvekkilini ihraç ettiğini, genel kurul nezdinde yaptığı itirazın genel kurulda görüşülmeyerek bu konuda yönetim kuruluna yetki verildiği ve yönetim kurulunun da 19.6.1989 tarihli kararla tekrar üyeliğe almama kararı verdiğini ileri sürerek, haksız olarak alınmış bulunan yönetim kurulu ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının uyarısı üzerine davacının Isparta Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifine üye olduğundan ve buradan dükkan tapusu aldığının anlaşılması üzerine ana Sözleşme "Ortaklık İşlemleri" bölümü 1/F maddesi gereğince ortaklıktan ihraç edildiğini, ihraç kararının yerinde bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının aynı amaçlı başka bir kooperatife üye olduğu ve buradan işyeri aldığı, bu sebeble ihraç kararının yasa ve anasözleşmeye uygun bulunduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Davalı kooparetif anasözleşmesinin gerek "ortaklık nitelik ve şartlarını" düzenleyen 4. maddesinde, gerekse de ihraçla ilgili 10 ve 11. maddelerinde aynı amaçlı başka bir kooperatife üye olmanın ortaklığa engel olacağına ve bu hususun ihraç nedeni teşkil edeceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı gibi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda da üyenin başka bir kooperatife ortak olmasını engelleyen bir hüküm mevcut değildir. Ayrıca davacıya devletin kıredi vermemesi ve davacının üyeliğinin gerçekleşmesinden sonra ana sözleşmeye aynı amaçlı bir başka kooperatife üyeliği engelleyici bir hüküm konması da davacının ihracını gerektirmez. Bu nedenlerle mahkemece davanın kabulüne karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 18.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.