 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/1187
K: 1991/2753
T: 30.04.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Araklı Asliye Hukuk Mahkemesi)nce verilen 7.12.1989 tarih ve 247-242 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; dava dışı Ç.... Ekicileri Kooperatifi'nin yönetim kurulu üyeleri olan davalıların, verdikleri 7.2.1973 tarihli taahhütname uyarınca kooperatif ortağı üreticilere kullandırılan kredilerin müteselsil kefili olduklarını, ancak kullandırılan kredilerden doğan alacağın bir kısmının tahsil edilemediğini ileri sürerek, (355.598) liranın faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, daha sonra aynı nedenden kaynaklanan (272.664) liranın tahsili istemiyle açılan dava, işbu dava ile birleştirilmiştir.
Davalılar; kooperatif adına tahhütte bulunduklarını, şahsi sorumlulukları olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davalı Sait hakkındaki davanın vazgeçme nedeniyle reddine, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin kooperatif namına yaptıkları muamelelerden dolayı şahsen sorumlu bulunmadıkları, davacı bankanın öncelikle kooperatife başvurması gerektiğinden bahisle diğer davalılar hakkıdaki davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı banka, davalıların sorumluluğunun 7.2.1973 tarihli taahhütnameden doğduğunu iddia etmektedir. Gerçekten de sözü edilen taahhütnamede imzası bulunan bir kısım davalılar, kullandırılan krediye BK.nun 487. maddesi uyarınca müteselsilen kefil olmuşlardır. Tahahütnamenin gerek başlanıç kısmına ve gerekse 6. maddesine göre kooperatif adına değil kendi adlarına kefil oldukları anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla, şahsi sorumlulukları mevcuttur. Mahkemenin gerekçesinde belirttiği Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 13.5.1975 günlü kararında sözü edilen taahhütname 23.3.1972 tarihli olup işbu davanın dayanağı olan 7.2.1973 tarihli taahhütname ile benzerliği bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemec, taahhütnameyi imzalayanların şahsi sorumluluklarının bulunduğu kabul edilerek buna göre inceleme yapılıp hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün, davacı banka yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.4.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.