 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/1093
K: 1991/332
T: 29.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesin)ce verilen 29.12.1989 tarih ve 430-1946 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait malların davalı yanca yurt dışına taşınması sırasında davalının ağır taşıma sonucu malın zayiine sebebiyet verildiğini, daha önce müvekkilince davalı aleyhine açılan davanın müvekkili lehine karara bağlanıp kesinleştiğini, yapılan icra takibi sonucu 22.156,67 Mark karşılığı uğranılan zararın Türk lirası olarak faiziyle birlikte 12.010.490 TL. karşılığı uğranılan zararın Türk lirası olarak faiziyle birlikte 12.010.490 TL. olarak ödendiğini, enflasyon nedeniyle tahsil olunan faizin aradaki kur farkını karşılamadığını ve BK.nun 105. maddesi uyarınca müvekkilinin munzam zarar bulunduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.790.717 TL. munzam zararın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep dava etmiştir.
Davalı vekili, kesinleşen ilamla belirlenen davacı alacağı olan 4.885.172 TL.nın faiziyle birlikte davalıya ödenerek, ibraname alındığını, TTK.nun 767. maddesi uyarınca davanın zamanaşımına uğradığını, munzam zarar adı altındaki istemin yersiz olduğunu ve ilama bağlı borç ödenip ibraneme verilirken ihtirazi kayıt beyan edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia ve savunmaya, bilirkişi raporuna ve toplanan kanıtlara nazaran davalının olayda ağır kusurlu bulunması nedeniyle zamanaşımı itirazı yerinde görülmeyerek, davacının munzam zararını somut delillerle kanıtlayamadığı gibi, ilama dayalı alacağını da ihtirazi kayıt ileri sürmeden tahsil ettiğinin belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı yabancı para üzerinden alacaklı olduğundan bahisle ilk ilam gereğince aldığı meblağın yabancı para olarak alacağın karşılamadığından bakiye kalan yabancı para alacağını, kur farkından doğan munzam zarar adı altında ödenmesini talep etmiş, mahkemece, munzam zarar isbat edilemediği ve mahkeme ilamı gereğince ödeme yapılırken ve ibraname düzenlenirken kaydı itirazı ileri sürülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, gerek taraflar arasındaki ilişkiden doğan alacak BK.nun 83. maddesi anlamında yabancı para ile ödenmesi gereken bir borç olmamasına, gerekse alacağı tesbit eden ilk davada bilirkişilerin Alman Mark'ı üzerinden hesap yapmışlarsa da Türk Lirası olarak alacağı saptamış olmalarına ve ilamda alacağın yabancı para ile tesbit edilmiş ve hükme bağlanmış bulunmamasına göre davacının yabancı para üzerinden bir alacağının olmadığından, binnetice kur farkından doğan bir munzam zararının mevcut bulunmadığından bahisle davanın reddi gerekir. Bu itibarla mahkemenin red sebepleri yerinde değilse de yukarıdaki gerekçelerle sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,her iki taraf vekilide geldiğinden (100.000) TL.duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,bakiye 2700 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 28.1.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.