 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1990/1086
K: 1991/2770
T: 30.04.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 7. Hukuk Mahkemisnce verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili takibe konu bononun bir ev alım satımı nedeniyle düzenlendiğini ve ev satışının gerçekleşmemesi nedeniyle karşılıksız kaldğını, davalının imzasını havi 25.12.1987 tarihli belgenin iddiayı teyid ettiğini, ayrıca faizin ana parayı geçmemesi gerekirken yapılan takipte ana paradan fazla faiz istendiğini ileri sürerek, (9.500.000) TL'lık bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bononun nakit para karşılığı düzenlendiğini, 25.12.1987 tarihli belgenin sahte olduğunu, belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek davanın reddini ve % 40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiş, duruşma esnasında ise, 25.12.1987 tarihli belgedeki imzanın müvekkiline ait olduğunu, ancak davacının müvekkilinin başka bir ilişki nedeniyle verdiği belgenin üst kısmını keserek imzanın altına yazılar yazdığını, bu hususun imzanın ters olmasından ve kağıdın altında bulunan mürekkep kalıntılarından açıkça anlaşıldığını, diğer yandan davacı ve kefil Murtaza'nın imzasını havi 30.1.1988 tarihli belgenin bononun nakit karşılığı düzenlendiğini açıkça gösterdiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, 25.12.1987 tarihli belgedeki ters atılmış imzasının davalıya ati olduğu, ancak bu belgenin imzanın üst kısmında bulunan başka bir metin kesilmek suretiyle sonradan düznlendiği, 30.1.1988 tarihli belge de sahte olmakla birlikte bu hususun sonucua etkili olmadığı, zira isbat külfeti davacı tarafta bulunmasına rağmen davacının bononun bedelsiz olduğu hususunu geçerli delillerle kanıtlayamadığı, davacı tarafın delil listesinin ıslah edilmeyeceğine ilişkin savunmasının yerinde bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeblere ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Ancak, davacı dava dilekçesinde "her tülü delil" demek suretiyle yemin deliline de dayandığı halde mahkemece yemin hakkının kullandırılmaması doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3 - Kabul şekline göre de, uygulanan tedbir nedeniyle İİK.nun 72/4 maddesi gereğince davalı yararına % 15 tazminata hükmedilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilini sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2) no.lu bentte yazılı nedenlerle davacı, (3) no.lu bentte yazılı nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA 30.4.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.