 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/9457
K: 1991/1069
T: 19.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Trabzon Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 13.9.1989 tarih ve 436-1090 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, sahibi olduğu 42 adet hamiline yazılı toplam 82.000.000 TL.lık Devlet Tahvillerini kaybettiğini belirterek tahvillerin iptaline, yerine yenilerinin verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davaya katılma talebinde bulunan Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. davacının kaybettiğini öne sürdüğü tahvillerden 17.5.1989 vadeli 32 adet 1.000.000 ar TL.lık 17.5.1989 vadeli 8 adet 500.000 ar TL.lık toplam 40 adet 72.000.000 TL.lık tahvillerin bankanın Menkul Değerler Bölümü Başkanlığınca 28.4.1989 tarihinde Haldun Başaran'dan satın alındığını belirterek, 40 adet tahvil yönünden davanın reddine, ödeme yasağının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davaya katılma talebinde bulunan Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü iptali istenen tahvillerden iki adet toplam 10.000.000 TL.lık olanlarının bankanın Sirkeci şubesine satıldığını belirterek, bu tahviller yönünden davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davaya katılma talepleri kabul edilip, söz konusu tahvillerin davaya katılan bankaların mülkiyetinde olduğunun anlaşıldığı, bu durumda tahvillerin kaybolduğu iddiasının boşlukta kaldığı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Davacı işbu davasında hamili olduğunu iddia ettiği 42 adet toplam 92.000.000 TL.lık Devlet Tahvillerini kaybettiğini öne sürerek iptallerine karar verilmesini istemiş, Mahkemece TTK.576. maddesine göre yapılan ilanlar sonucunda, söz konusu senetleri ellerinde bulunduran Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ile Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü vekilleri dosyaya bu yolda ve ellerinde bulundurma nedenlerini açıklayan dilekçeler ibraz etmişler, böylece söz konusu senetlerin halen kimin elinde oldukları anlaşılmıştır. Bu durumda Mahkemece davacıya TTK.nun 577. maddesi hükmüne göre senetleri ellerinde bulunduranlara karşı istirdat davası açması için süre verilmesi ve bu süre içinde dava açılmaması halinde davayı reddetmesi, açılması halinde ise iptal davasının konusu kalmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davacı yararına BOZULMASINA, 19.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.