 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/9335
K: 1991/1173
T: 21.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 1. Ticaret Mahkemesince verilen 27.9.1989 tarih ve 386-642 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin ciro yoluyla hamili bulunduğu (30.000.000)TL'lık bir bonoyu kırdırıp davacıya kredi temin etmesi için dava dışı Duruk'a emaneten verdiğini, daha sonra Faruk'un davacıya bonoyu yitirdiğini söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin Ankara 4. Ticaret Mahkemesine başvurarak bononun iptalini istediğini ve ödeme yasağı kararı istihsal ettiğini, bu safhada davalının bonoya hamil olduğunu mahkemeye bildirdiğini davacı dolandırıldığı ve dava dışı Faruk ile davacı arasında bono zilyedliğinin devri hususunda geçerli bir sözleşme bulunmadığı gibi davalının da bonoyu kötüniyetle edindiğini ileri sürerek menkur bononun davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında zayi nedeniyle iptal talebinde bononun çalınmış veya kaybolmuş olabileceğini ileri süren davacının bu defa menfi tespit davasında bononun dava dışı Faruk'a iskonto ettirmesi için verildiğini iddia etmesinin davanın samimiyetsizliğini ortaya koyduğunu temlik cirosu niteliğindeki beyaz ciroyla bonoyu Faruk'a devreden davacının bono üzerinde hak sahipliği kalmadığından manfi tespit davası açamayacağını, müvekkilinin bonoyu davacının beyaz cirosunu havi olarak Faruk'tan devraldığını, dava dışı Farik'un bonoyu davalıya olan borcuna karşılık devrettiğini, davacı ile faruk arasındaki ilişkiden doğan defilerin iyiniyetli müktesip durumundaki davalıya karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacının tanık dinletme talebinin HUMK.nun 230. maddesi karşısında caiz görülmediği, keşidecisi ve lehdarı dava dışı şahıslar olup düzgün bir ciro zinciriyle davacıya ve onun beyaz cirosuyla dava dışı Faruk'a intikal eden bonoyu Faruk'un davalıya devrettiği, davacının şikayeti üzerine başlatılan hazırlık soruşturmasının sanık Faruk'un yakalanamaması nedeniyle sonuçlanmadığı, davacının teklif ettiği yeminin davalı tarafça eda olunduğu gerekçesiyle haklı bulunmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulundu,hükmün ONANMASINA aşağıda yazılı bakiye 4200 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.