 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/9193
K: 1991/1051
T: 18.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 26.5.1989 tarih ve 957-449 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten alacağı mallara karşılık toplam 41.500.000 TL'lık çeşitli vade tarihi bono verdiğini, davalının gerekli emtiayı teslim etmemesi üzerine ihtarname çektiklerini, bonoların bir kısmını davalı ile ciro edilen üçüncü şahıslara ödemek durumunda kaldıklarını, davalının bu kezde elinde kalan 11 adet bono bedeli 2.600.000 TL'nın tahsili için takibe giriştiğini ileri sürerek diğer bonolar için dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik takip konusu 2.607.455 TL'lık takipteki 11 adet bonolarla borçlu olmadıklarının tespitiyle, bonoların iptallerine bedellerinin ödenmesi halinde istirdadını dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin taahhüt ettiği tüm malları davacı veya gösterdiği kişilere teslim ettiğini, davacının bonoların bedellerini ödemediğini, davacının takip dosyasında borcu kabul beyanı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, mübrez belgeler, tanıklar beyanı, ilgili icra dosyası ve tarafların defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine nazaran davacının davalıdan 2.527.416 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle takip konusu bonolarla davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Davacı, davalı ile ticari ilişkisi bulunduğunu ve davalının sattığı bir kısım malları teslim etmediğini ileri sürerek toplam 2.607.455 TL bonolarla borçlu olmadığının saptanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraf defterleri tek bilirkişi aracılığı ile incelenmiş ve bu bilirkişi davacının borçlu olmadığı sonucuna varmış bulunmaktadır.
Taraflar arasında doğru bir sonuca varılabilmesi için bilirkişi aracılığı ile sadece taraf defterlerinin incelenmesi yeterli değildir. Bu defterlerin dayanaklarının da incelenmesi gerekir. Çünkü, davacı, davalının sattığı bir kısım malların teslim edilmediğini öne sürmüştür. Şu halde, yeniden üç kişilik uzman bilirkişilerden oluşturulacak bir kurul aracılığı ile tüm ilişki yönünden taraf defterlerine dayanakları incelenmeli ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Bu yönlerin mahkemece gözden uzak tutulması doğru görülmemiştir.
2 - Öte yandan, mahkemece davacı defter kayıtları gözönüne alınarak davacı yararına karar verilmiş ise de, TTK.nun 83. maddesinde öngörülen tamamlayıcı yemin yaptırılmadan defter kayıtları esas alınamaz. Bu yönün ihmali de doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 18.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.