 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/8425
K: 1989/1992
T: 23.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir Asliye 1. Ticaret Mahkemesince verilen 23.5.1988 tarih ve 186-380 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; davalı iflas idaresinin 16.4.1984 tarihli kararında alacağa % 15 faiz ödenmesine karar verildiğini, oysa daha önce yapılmış protokolde % 46 faiz yürütülmesine talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, davacının alacağının aslını tahsil ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının davacının bakiye alacağını kayıtsız ve şartsız tahsil ettiği, sıra cetveline itiraz etmediği, davadan önce iflas idaresine faiz isteğine dair bir müracaatı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, üçüncü alacaklılar toplantısında alınan karara bağlı olarak alacaklılara % 15 faiz ödenmesine dair iflas idaresi kararının daha önce yapılmış protokole aykırı olduğundan bahisle açılmıştır. Gerek üçüncü alacaklılar toplantısında alınan kararın gerekse iflas idaresinin 16.4.1986 tarihli kararının incelenmesinde, sıra cetvelinin daha önce kesinleştiği, hatta alacaklıların alacaklarının % 71.53'ünün ödendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava İİK.nun 235. maddesinde düzenlenmiş sıra cetveline itiraz davası olmayıp bu safha geçilmiştir. Uyuşmazlık, tasfiyenin devamı aşamasında paylaştırmadaki faiz miktarından kaynaklanmaktadır. (İİK. 237 vd. ile 247 vd. maddeler) Her ne kadar daha önce İzmir 2. İcra Tetkik Merciince davanın İİK.nun 235. maddesi ile ilgili olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ve bu karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesince onanmış ise de, yukarıda açıklandığı üzere dava, sıra cetveline itiraz davası olmayıp alacaklılar toplantısında alınan kararı ve buna dayalı iflas idaresi kararına karşı bir şikayet niteliğindedir. Ancak HUMK.nun 25. maddesi uyarınca Yargıtayca onanarak kesinleşen görevsizlik kararına yeni mahkemenin uyması zorunlu olduğundan mahkemenin davaya bakması gerekeceğinden bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda davanın, paylaştırma safhası ile ilgili bulunmasına göre davanın sıra cetveline itiraz etmemiş olması ve asıl alacağını ihtirazi kayıt koymaksızın tahsil etmesi bu davaya etken değildir. Kaldı ki, işbu davayı açtıktan sonra bakiye alacağını alan davacının dava konusu yaptığı faiz alacağı işin ayrıca ihtirazi kayıt koyması da gerekmemektedir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iflas idaresi ile alacaklılar arasında yapılmış protokollerin geçerlilikleri tesbit olunarak protokoller hükümleri ile diğer tüm deliller ve yasa hükümleri birlikte değerlendirilmek suretiyle işin esası incelenerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir. Bu hususlar nazara alınmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün, temyiz eden davacı yararına 23.3.1989 tarihinde BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.