 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/8267
K: 1991/82
T: 21.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Tavşanlı Sulh Hukuk Mahkemesi)nce verilen 26.9.1988 tarih ve 713-537 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin T....Tur Otobüs İşletmesi Adi Ortaklığı'nın ortaklarından bulunduğu sırada işlerin tedvirini temin için şirket yöneticisi dava dışı İsmail'e 300.000 TL. bedel yazılmış, diğer kısımları boş bırakılmış, müvekkilince imzalanmış bir adet bono bıraktığını, bilahare ortaklığın başgösteren huzursuzluk sonucu mahkeme kararıyla tedbiren dava dışı İsmail yöneticiliğine bırakıldığını aynı zamanda fesih ve tasfiye davalarının açıldığını, bononun düzenleniş amacının ortadan kalkmış olmasına rağmen dava dışı İsmail'in davalı ile danışıklı olarak anlaşmak suretiyle davalıyı lehtar gösterip bunun diğer kısımlarını doldurduğunu, davalının da müvekkili ile hiçbir ilişkisi ve alacağı olmadığı halde durumu bile bile bonoyu tahsile kalkıştığını, bonunun doldurulan kısımları nedeniyle İsmail ile davalının ceza takibatının devam ettiğini, bononun tanzim tarihinde müvekkilinin haç farizasını yerine getirdiğini ileri sürerek bono nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini, uğranılan zarar için % 15 tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; bonunun müvekkilinin T......Tur Adi Ortaklığı'ndan olan alacağı için müvekkiline verildiğini, adi ortaklığın ortaklarının aldığı karara dayanılarak düzenlenmiş bir bono olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, mübrez belgeler, tanıklar beyanları, davalı isticvabında nazaran davalının adi ortaklıktan karz akdi nedeniyle alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı, şirket kayıtlarında da bu borcun varlığına rastlanmadığı, bononun sonradan doldurulan kısımlarının bonoyu kambiyo senedi vasfından çıkardığı, bononun böylece hükümsüz olduğu, davalının savunmasını kanıtlayamadığı gibi dilekçelerinde yemin deliline de başvurmadığı gerekçeleriyle davanın kabulü ile şekil noksanlığı nedeniyle bononun hükümsüzlüğüne, davacının borçlu olmadığının tespitine % 15 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
TTK.nun 592. maddesine göre, tarafların anlaşmaları sonucu bononun lehtar hanesinin açık bırakılarak bir başkasına tevdii mümkündür. Keşidecinin bilinçli olarak doldurma yetkisini diğer bir şahsa bıraktığı bu halde, senedi alan kişi lehtar hanesine kendi adını yazabileceği gibi, isterse senedi yine lehdar hanesi açık olarak diğer bir kişiye vererek açık kısmın o kişi tarafından doldurulmasına imkan sağlayabilir. Olayımızda ortaklık temsilcisi ismail'e lehtar hanesi açık olarak verilen senet İsmail tarafından davalıya devredilmiş ve davalı lehtar hanesine kendi ismini yazmıştır. Taraflar maddi olğuyu bu şekilde kabul etmişlerdir. Bunun sonucu olarak, davalı senette her ne kadar lehtar olarak gözüküyor ise de hukuken hamil durumundadır. Davalı, ortaklık yetkilisi İsmail'e ortaklığın ihtiyacını karşılamak için para verdiğini ve senedi bu sebeple aldığını savunmuştur. Davacının davalıya karşı TTK.nun 599. maddesinde yazılı şekilde ve şartlarla defilerini dermeyan etmesi mümkündür. İspat külfeti davacı da olup, davacı davalının kötüniyetle senedi iktisap ettiğini ispatlayabilmiş değildir. Bu durumda mahkemece davanın reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.1.1991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
"