 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/7881
K: 1990/8457
T: 27.12.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Mahalli Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18.5.1989 tarih ve 113/71 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı banka vekili müvekkiline tahsil için ciro edilen (1.500.000) TL.'lik bir bononun bankanın bir şubesinden diğerine gönderilirken postada kaybolduğunu ileri sürerek bononun zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Bono keşidecisi vekili davalı vekili sıfatıyla verdiği cevap dilekçesinde ticari münasebetleri dolayısıyla bir çok ticari senet veren müvekkilinin kaybolduğu iddia olunan bonoyu ödemiş olabileceğini veya bonoyu ibraz eden bir şahsa ikinci kez ödemede bulunmadığı zorlanabileceğini savunarak müvekkilinin kaybolduğu ileri sürülen bononun borçlusu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan ilanlara rağmen bononun hamilinin ortaya çıkmadığı davalının bono bedelini ödediğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle bononun iptaline, bono keşidecisi -davalının bono tutarını davacı- bankaya ödemesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1 - Davacının talebi TTK.nun 690. maddesini yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanan TTK.nun 669. ve devamı maddeleri hükümlerine dayalı zayi nedeniyle bono iptali istemidir. Anılan Yasa hükümlerine ve dairemizin yerleşik içtihadına göre, zayi nedeniyle iptal prosedürü bir dava olmayıp herhangi bir hasıma karşı yürütülemez. Nitekim davacı da iptal istemini içeren dilekçesinde bononun keşidesicisi K.'yi davalı olarak göstememiştir. Buna rağmen ortada hasımlı bir dava varmış gibi dilekçesinin bir örneğinin duruşma davetiyesiyle birlikte bono borçlusu K.'ya tebliğ edilmesi ve gerekçeli kararda K.'nın sıfatı davalı olarak gösterilip kesin hüküm teşkiline yol açabilecek şekilde K. hakkında hüküm kurulması usule aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2 - Diğer yönden davacı iptal dilekçesinde kaybolan bononun iptaline karar verilmesini istemekle yetinmiş olup bono bedelinin tahsili gibi (esasen ital talebiyle bağdaşmayacak) bir talepte bulunmadığı halde mahkemece keşideci K.'nın bono meblağını davacıya ödemeye mahkum edilmesi HUMK.nun 74. maddesinin öngördüğü talepten fazlasına hüküm kurma yasağının ihlali olup hükmün bu nedenle de bozulması lazım gelmiştir.
SONUÇ : Yukarıdaki bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden K. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.12.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.