 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/74
K: 1989/2237
T: 13.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 3. Ticaret mahkemesince verilen 1.6.1988 tarih ve 892-341 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.4.1989 gününde davacı avukatı B.A. ile davalı avukatları V.S ve G.S. ve davalı asil M.E. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı asil ve taraflara avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü :
Davacı şirket vekili davalının müvekkili şirketin 1.000.000 TL.lık sermayesinden 250.000 TL. na sahip olduğunu ve şirket hakkında iflas davası ve fesih ve tasfiye davası açtığını, davalının kirası altında olup müvekkili şirketin istifadesine terk ettiği dairede bulunan kilitli dolapları kırarak şirkete ait evrak, defterleri ve mobilyaları yine kendi kirası altındaki aynı apartmanın başka bir dairesine taşıdığını bu yüzden davalı hakkında ceza davaları açıldığını, müvekkili şirkete ait Sivrihisar'daki maden sahası için lületaşı arama ruhsatı alıp şirketin faaliyetini engelleyici işlemlerde bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı ortağı dışındaki ortaklarının hisse devirleri ile şirketin 100 hissesinden 55 hissesine Japon T. şirketinin ortak olduğunu ve davalının ortağı olduğu müvekkili şirketin haklarını gözetmeden Japon şirketi ile doğrudan ilişkiler içerisine girdiğini ve tüm bu davranışları ile şirketten ihracını gerektirecek muhik sebeplerin oluştuğunu, şirketten çıkarılmasını isteme yolunda TTK. 551 maddesi gereğince 17.10.1985 gün 17 sayılı kararın alındığını belirterek, davalının şirketten çıkarılmasına ve hissenin kıymetinin mahkemece tesbit olunarak bu hisseyi almaya talip olan T. Ltd. Şirketine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı birleştirilen davasında da 3213 S. Maden Kanunu gereğince müvekkilinin sahip olduğu maden ruhsatnamelerinin tescili için gerekli olan topografik haritaların verilmesi, harçların ödenmesi ve diğer formalitelerin yerine getirilmesi için belirli bir müddet atınınmadığını, davalının hissesine düşen 7.380.050 TL. masraf tutarını ödemesi istendiği halde ödemediğini, şirketçe 29.520.200 TL. tutarındaki masraf yekununun şirkete ortak olan Japon firmasından sağlandığını, davalının elindeki lületaşı arama ruhsatı ile müvekkilinin bentonit maden işletme ruhsatına sahip olduğu sahada faaliyette bulunup müvekkili şirketin lületaşı çıkartıp ihraç ettiği iddiasıyle Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesinde 1986/192 E. sayılı dosyası ile müvekkilinin kendi sahasında faaliyetinin men'i ihtiyati tedbirin devamı, çıkarılan madenlerin kendisine verilmesi ve şimdilik 5 milyon TL.nın tahsiline karar verilmesi yonuda dava açtığını, tüm bu davranışlarının haksız ve şirkette ihracı için muhik sebep oluşturduğunu iddia ederek, davalının şirket ortaklığından çıkarılmasını istemiştir.
Davalı vekili cevabında ve sonraki dilekçeleri ile, derdestlik itirazında bulunup iflas davasını müvekkilinin değil, müvekkilinin de ortağı olduğu M. A.Ş. nin davacı şirketten olan alacağı için açtığını, fesih ve tasfiye davasının açılmasında müvekkilinin haklı olduğunu ve şirkete japon firmasının ortak olması ile yönetimin güvenilir hale gelmesi ve şirketin durumunun düzeleceği kanaatıyle müvekkilinin fesih ve tasfiye davasından vazgeçtiğini, davacı şirketin işletme hakkına sahip olduğu bentonit sahasının bu madeni değil de sepolit (lületaşı) ihtiva etmesi nedeniyle zaten Kanunun geçersiz olduğunu, aynı saha için dava dışı N.D.'ye lületaşı arama ruhsatı verilip müvekkiline devreddildiğini, davacının sahadan betonit madeni değil de, lületaşı çıkarıp ihraç etmesi istemesi nedeniyle ve müvekkilinin elindeki ruhsata dayanarak yaptığı yasal girişimlerin ihraç için muhik sebep oluşturmayacağını, davacının sermaye şirketi olması nedeniyle sermaye arttırımına gitmeden ortağı olan müvekkiliniden 17.10.1985 tarihli ihtarname ile masraflar adı altında para talep edemeyeceğini, müvekkilinin açılan ceza davalarında da beraat ettiğini savunarak, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre, her iki dava yönünden de davacı şirketin % 75 hissesine sahip ortaklarının ittifakla davalı ortağın muhik sebeplerle ortaklıktan çıkarılmasının mahkemeden istenmesi yolunda karar aldıklarını bu kararların T.T.K. 551/3 maddesine göre, muvafakat mahiyetinde olduğunu, davalının yönetim kurulu başkanı ve münferiden temsile yetkili olduğu M. A.Ş. nin davacı şirket hakkında iflas davası açıp reddedilmiş olmasına, davalının açtığı ve bilahare vazgeçtiği fesih ve tasfiye davasına, davalı hakkında beraatle sonuçlanan ceza davalarına, davalının lületaşı arama ruhsatına dayanarak davacı şirket hakkında idare ve yargı mecilerinde girişimlerde bulunmasına davacının bentonit madeni işletme ruhsatı ile lületaşı çıkarıp ihraç etmeye kalkıştığı iddiasıyle davacı şirket hakkında idare ve yargı mercilerinde girişimlerde bulunmasına davacının bentonit madeni işletme ruhsatı ile lületaşı çıkarıp ihraç etmeye kalkıştığı iddiasıyle davacının temsilcisi Y.T. hakkında ceza davası açılmasına yol açtığı, davacının faaliyetini tedbir kararı ile durdurduğu, 3213 S. Kanuna göre yapılacak işlemlerin masraflarından kendisine düşen kısmını istenmesine rağmen ödemediği tüm bu davranışları ile davalının ortağı olduğu şirket faaliyetlerine sekte verecek ve izrar edecek ve devamlı huzursuzluk, geçimsizlik yaratıp devamlı davalara sebep olduğu, karşılıklı güven ortamının kalktığı ve ortakların mezkur olaylardan sonra artık şirket halinde çalışmaya devam edebilmelerinin umulmasının mümkün görülmediği, davalının meydana gelen huzursuzlukta kusurlu olup olmamasının da neticeye müessir olmayacağı, davalının ihracını isteyen diğer ortakların kusurlu olduğunun savunulmadığı ve ispat edilmediği, objektif iyiniyet kurallarına göre davalının ihracı gerektiği sonucuna varılıp, asıl ve birleştirilen dava sebebiyle davalının davacı şirket ortaklığından ihracına, TTK 551/4 ve 530 maddelerine göre, henüz çıkarma kararı kesinleşmeden çıkarılan ortağın payı hakkında hiçbir işlem yapılması gerekmediği gibi, kıymet tesbiti ve üçüncü şahsa payın verilmesi şeklindeki istemler kanuna ve usule uygun bulunmadığı sonucuna varılıp, bu istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün o n a n m a s ı n a 24.800 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13.4.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.