 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/7194
K: 1990/5082
T: 26.06.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesince verilen 3.5.1989 tarih ve 298-274 sayılı hükmün temiyzen tetkiki davacı vekili taraıtan istenmiş ve temyiz dilekçesinin üresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, 14.4.1988 günü yapılan olağan genel kurul toplantısında "Kamplar her yıl zarar etmekte olup bu zarar bünyede kalmaktadır; kampa iştirak edenlere sağlanan bu imkandan, imkansızlık ve de mazeretleri gereği kampa iştirak edemeyen üyelerimize de, gruplarına göre, belirlenecek miktarda nakit kredi verilerek, kamp taksitleri halinde geri tahsil edilmesi" şeklinde alınan kararın, anasözleşmenin 4. maddesinde belirlenen kooperatif amacına, kapasitesinin borç verecek durumda olmamasına, iyiniyet, hak ve nisfet kaidelerine aykırı ve vazıh olmadığını öne sürerek, söz konusu kararın iptalini istemiştir.
Kooperatifin yönetim kurulu üyesi (M.İ.Ö.) 20.1.1989 tarihli dilekçesinde, davanın, yönetim kurulunca, oybirliği ile karar alınarak açılmadığını,söz konusu genel kurul kararına uygun olarak yönetim kurulunun 12.9.1988 gün 36 nolu kararı ile Genel Müdürlük ve Ankara Bölge Müdürlüğü üyelerine 50.000 TL. kredi açılan kullandırıldığını ve geriye tahsil edildiğini, böylece işbu davanın konusu kalmadığını bildirmiş, 23.1.1989 günül celseye kooperatif adına iştirak eden denetçi (Y.Ö.) davaya karşı bir diyeceği olmadığını bildirmiştir.
Mahkemece, 14.4.1988 günlü genel kurul tutanağına, anasözleşmenin 4. maddesine dayanılıp, bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek iptali istenen genelkurul kararının ana sözleşmenin 4. maddesinde kooperatifin amacını düzenleyen hükümlere, afaki iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı, sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerl gerektirici sebelere ve delillerin tadirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyel usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 26.6.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY
Kooperatifler Kanununun 55. maddesi hükmü gereğince yönetim kurulu, kooperatif faaliyetini yürüten ve onu temsil eden icra organıdır.
Kooperatifler Kanununun 53. maddesi gereğince yönetim kurulu da geel kurulda alınan kararlara karşı iptal davası açabilir. Doğaldır ki dava, kooperatife karşı açılacaktır. Ancak kooperatifi dvada,davalı olarak temsil edecek olan yönetim kurulu, davacı dukumundadır. Yönetim kurulu hem davacı, hem de davalı durumunda olamıyacağından, davalı olarak kooperatif temsilinde, organ boşluğu doğmaktadır. Bu organ boşluğu nasıl doldurulacaktır? Kooperatifler Kanununun 65. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunan denetçilere ait hükümler arasında denetçiye kooperatifi temsil yetkisi veren bir hüküm yoktur. Anonim şirketler denetçilerinin görevlerine ilişkin TTK. 353 ve devamı maddelerinde de denetçilere anonim şirketi temsile yetki veren bir hüküm mevcut değildir. O halde yönetim kurulunun, genel kurul kararının iptali davasında,davalı kooperatifi (veya anonim şiketi) denetçi temsil edemez. Bu durumda Kooperatifin (anonim şirketin) davalı sıfatı ile organsız kaldığının kabulü ile, MK. 377/4. maddesi hükmü gereği, davalı kooperife bir kayyum tayini ile onun huzuru ile davaya devam etmek gerekirdi.
SONUÇ : Açıklanan şekilde taraf teşkili yapılmadan davalı Kooperatifi temsilen denetçi huzuru ile davaya bakılarak sonuçlandırılması bozmayı gerektirdiği cihetle, çoğunluğun onama kararına bu yönden karşıyım.