 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/6623
K: 1990/6794
T: 22.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 5 Sulh Hukuk Mahkemesince verilen hükmün temyizen tetkiki davacı tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; davalı şirketin "Gazi" gemisiyle İzmir'den Mağosa'ya müvekkili sigorta şirketinin sigortalısınca kiremit emtiası taşıttırıldığını, tahliye işlemi sonucunda (800) adet kiremitin hasarlı ve kırık olduğunun belirlenmesi üzerine sigortalıya hasar bedeli (284.470) liranın ödenmediğini iddia ederek bu miktarın reeskont faiziyle rücuan tahisli talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; TTK 1066. maddesi uyarınca hasarın taşıyan veya acentasına teslimden itibaren (3) gün içinde ihbar edilmesi gerekirken edilmediğini, mahkemece yapılmış bir tespit bulunmadığını, müvekkilinin yetkilisinin katılmadığı Gümrük İdaresi tespitin tek yanlı olduğunu,böylece hasarın gemide oluştuğunu ispat külfetini davalıya geçtiğini, bir hasar var ise bunun kazada meydana geldiğini, sorumlulukları cihetine gidilirse liman örf ve adetlerine göre (%3) taşıyan sorumsuzluğunun nazara alınmasını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia ve savunmaya, mübrez belgeler ile bilirkişi raporuna nazaran davacını halef olduğu sigortalısını TTK.nun 1066. maddesindeki ihbar sürelerine riayet etmediği, yapılmış bir tespit bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
TTK.nun 1065. maddesinde muayenenin hangi merciiler tarafından yapılacağını belirtilmiştir. Dosyada mevcut ve sigortalı tarafından vaki istek üzerine (A.) Yatırım Ltd. Şti. adına eksper tarafından yapılan 7.6.1989 tarihli bir hasar tespit raporu dosyada mevcut bulunmaktadır. Ne bilirkişi tarafından ne de mahkeme tarafından bu tespit raporu gözönüne alınmıştır. İşbu dispeç raporu üzerinde durularak K.K.T.C. mevzuatı, Mağosa limalı şartları gereğince bu raporun TTK 1065. maddesi gereğince ihbara gerek bulunup bulunmadığı da incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken tesbit ve ihmar olmadığından bahisle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilini temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 22.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.