 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/6494
K: 1990/294
T: 29.01.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 2. Hukuk Mahkemesince verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin murisleri olan babaları Abdi, annneleri Zeynep ve kardeşleri Özlem'in davalı şirkete sigortalı araçların karıştıkları kaza sonucu vefat ettiklerini, davalı şirketin poliçelerde öngörülen kişi başına (2.500.000) TL'den toplam (7.500.000) TL'yı ödemediklerini ileri sürerek bu miktar tazminatın başvuru tarihi olan 21.10.1988 tarihinden itibaren en yüksek banka faizi ile birlite tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, gerçek maddi zararın isbatı gerektiğini, müteveffa kardeş yönüden tazminat talep etme hakları bulunmadığını, davacı Türkan'ın ise evli olduğu için destekten yoksun kalmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme; davalı sigortacının kayıtsız, şartsız sigorta ettiği meblağı ödemesi gerektiğinden bahisle (7.500.000) TL'nın başvuru tarihi olan 21.10.1988 tarihinden itibaren % 30 faizi ile birlikte davalıdan alınıp veraset ilamındaki paylar nisbetinde davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Hüküm; her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1 - (...)
2 - Davalı sigorta şirketi kazaya sebebiyet veren araçların mecburi mali mesuliyet sigortasını yapan şirket olduğundan poliçede kaza ve şahıs başına ödemeyi taahüt ettiği miktarı ödemekle yükümlüdür. Ancak zarara uğrayanların gerçek zararları limitin altında kaldığı takdirde ancak gerçek zararı ödemek durumundadır. Olayda ölenler anne, baba ve küçük kardeştir. Davacılar ise çoğunlukla reşit olmayan çocuklardır. Anne ve babanın ölümü dolayısıyla davacı çocukların destekten yoksun kaldıkları miktar, anne ve baba yönünden her halde (2.500.000) TL'den toplam (5.000.000) TL'nın üzerinde olacaından anne ve babanın ölümü dolayısıyla meydana gelen destekten yoksun kalan tazminatının hesaplanmasına gerek yoktur. Ancak ölen küçük kardeş Özlem yönünden destekten yoksunluk hali bahse konu olup olmadığı incelenmelidir. Şöyle ki kanunen kardeşin kardeşe destek olması, hali refahta bulunmasına bağlı olup ölen kardeşin küçük yaşta olması sebebiyle davacı kardeşlerine destek olacağının kabulü pek zayıf bir ihtimal olduğundan, küçük kardeşin ölümü sebebiyle destekten yoksunluk tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeble davalı sigorta vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden hükmün ölen küçük kardeşin destek tazminatı yönünden bozulması gerekmiştir.
3 - Davacıların temyizine gelince; dava dilekçesinde sigorta şirketinden istenen tazminatın en yüksek banka faizi oranında belirtilmesi sebebiyle faiz uygulandığı dönem için 3095 sayılı kanuna göre reeskont faiz oranının tesbiti ile o orana göre temerrüt faizine hükmedilmek gerekirken % 30 oranında faize hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün bu sebeble davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1). bentte yazıl ınedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2 no.lu bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına ve (3) no.lu bentte yazılı nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA 29.1.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.