 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/643
K: 1991/803
T: 11.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Mucur Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 27.6.1989 tarih ve 262-164 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmiştir. Bu kere ikmalen gelmekle dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, davalının, borçluları davacıların murisleri Osman Yılmaz, Ümmügülsüm Yılmaz ve dava dışı Necip Yılmaz olarak görünen (3.000.000)TL bedelli bir bonoya istinaden müvekkilleri aleyhine takibe giriştiğini, gerçekte murislerinin böyle bir borcunun bulunmadığını, bononun diğer borçlusu Necip Yılmaz ile davalının, murislerin miras bıraktıkları taşınmazları mirasçılardan kaçırmak için böyle bir bonoyu düzenlediklerini, bononun Ümmügülsüm'ün ölümünden sonra düzenlendiği gibi muris Osman'a atfedilen imzanın da sahte olduğunu, bono karşılığında herhangi bir şey alınmadığını ileri sürerek, bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, iddianın yerinde olmadığını, bononun davalılara satılan mal karşılığı düzenlendiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bonodaki imzanın muris Osman'a ait olduğuna ilişkin bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacıların aynı zamanda bononun diğer borçlusu olan Osman'ın mirasçıları olarak bonodan mesul bulunmaları nedeniyle bononun parmak izi bulunan muris Ümmügülsüm yönünden geçersiz bulunmasının sonuca etkili olmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Ancak, davada davacı taraf sahtelik iddiasın yanısıra aynı zamanda bononun karşılıksız bulunduğunu da ileri sürmüş, davalı taraf ise bononun mal karşılığı düzenlendiğini savunmuştur. Oysa bono nakden kaydını içermektedir. Bu durumda bono metnini lehter davalı talil ettiğinden yerleşmiş Yargıtay İçtihatları uyarınca bono karşılığında mal verildiğini davalı taraf isbat etmek durumundadır. Açıklanan nedenle mahkemece davalıdan bu husustaki delilleri sorulmak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz iktirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.