 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/6252
K: 1989/3431
T: 05.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 27.4.1988 tarih ve 220-97 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili davalı kooperatif yönetim kurulunun kooperatif ortağı olan müvekkilini parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle geçici olarak ihraç ettiğini, ihraç kararının genel kurulca da onandığını, oysa müvekkiline parasal yükümlülüklerini yerine getirmesi için usulüne uygun bir ihtar yapılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin ihracına yönelik olan genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 2 haklı ihtara rağmen borcunu ödememesi üzerine yönetim kurulunca ihraç edildiğini, davacının bu ihraç kararının iptali için 3 aylık süre içerisinde mahkemeye başvurmadığı gibi, genel kurula da itiraz etmediğini bu nedenle ihraç kararının kesinleştiğini, kaldı ki genel kurulca da davacının ihracına karar verildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere göre, davacının yönetim kurulunun ihraç kararı üzerine 3 aylık sürede bu kararın iptali için mahkemeye dava açmadığı gibi, bu karara aynı süre içerisinde genel kurul nezdinde de itiraz etmemesi sebebiyle ihraç kararının kesinleştiği, buna rağmen ihraç kararının genel kurulda görüşülerek kesinleştiği, davacının 1163 sayılı Yasanın 53. maddesinde öngörülen hukuki himayeden yararlanamayacağı ve alınan kararların da hukuka uygun olduğu sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, ihraca ilişkin genel kurul kararının iptalini istemiş bulunmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16. maddesi uyarınca yönetim kurulunun ve genel kurulun ihraca ilişkin kararlarının iptali 3 ay içinde istenebilir. Dairemizin kökleşen kararları da bu doğrultudadır. Davalı kooperatifin ihraca ilişkin genel kurulu kararı 14.6.1987 tarihinde verilmiş olmasına ve davanın 20.6.1987 tarihinde açılmış bulunmasına göre ihraç kararının iptali davası süresi içinde bulunduğundan davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece, dava süre yönünden red edildiği halde ayrıca işin esasının da incelendiği anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ve davalı kooperatif ana sözleşme hükümlerine göre taahhütlerini yerine getirmeyen ortağa yasa ve ana sözleşmede öngörülen süreler içinde 2 ayrı tebligatın yapılması ve ortağın borç miktarının açıkça ve aynı tutarda gösterilmek suretiyle belirtilmesi ve ilk ihtardan sonra ortak tarafından yapılan bir ödeme varsa bunun da tenzil edilerek gösterilmesi gerekirken, farklı ödemeler yapılması yönünde yapılan tebligatlarda dairemizin kökleşen kararlarına göre doğru görülmediğinden mahkemenin bu hususun aksine ilişkin kabulü de isabetsiz bulunduğundan hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 5.6.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.