 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/6196
K: 1991/1128
T: 21.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 13.2.1989 tarih ve 363-40 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı sigorta şirketi vekili, davacı nezdinde nakliyat sigortalı 17.175 karton dondurulmuş etin davalının acentesi bulunduğu gemiyle İrlanda'dan Mersin'e taşındığını, yükün gemiden 64 karton noksan tahliye edildiğinin usulen tespit edildiğini, ziya nedeniyle sigortalı yükün sahibine davacının 3.097 USD sigorta tazminatı ödediğini ileri sürerek mezkur meblağın aynı para birimi üzerinden ve ticari faiziyle birlikte rücuun tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili acentenin zarardan sorumlu tutulamayacağını savunmuştur.
Mahkemece fatura değeri 856.816. USD olan emtianın 3.042.230. TL USD bedel üzerinden sigorta edildiği cihetle aşkın sigortanın sözkonusu olduğu, TTK.nun 1283 maddesi hükmü uyarınca sigortalı malın değerini aşan kısım bakımından sigortanın batıl olduğu, sigortalısına gerçek zarardan fazla ödeme yapan davacının yaptığı ödemenin tamamını değil, gerçek zarar tutarı 728,41 & tazminatı davalıdan isteyebileceği gerekçesiyle (632.441,98 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yıllık % 45 nispetinde faiziyle birlikte tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı sigorta şirketi tarafından 22.1.1986 tarihinde düzenlenen sigorta poliçesiyle dava dışı bir Irak firmasının Avrupa'dan satın alıp Türkiye limanlarında aktarmalı olarak Bağdat'a taşıtacağı dondurulmuş dana etleri miktarı ve yükleme limanı belirtilmeksizin azami 3.642.230. & bedelle deniz taşıma rizikolarına karşı sigortalanmıştır.
Ziya nedeniyle davacının sigorta tazminatı ödeyip davalı taşıyıcıya rücu ettiği 64 karton içeriği etlerin dahil olduğu parti ise dava dışı bir Fransız satıcının 30.6.1986 tarihli faturasıyla C/F Bağdat şeklinde toplam 856.816,92 bedelle sattığı net 403.207,90 kg et olup bu parti mal davalıya ait gemiye aynı tarihli konişmentoyla İrlanda'da yüklenmiştir.
Sigorta poliçesinin tanzim tarihi ile satış faturası ve konişmentonun düzenlendiği tarih arasında 5 aydan fazla bir süre geçtiği, ayrıca poliçede sigorta himayesi altında taşınacak et miktarının belirtilmediği ve yükleme limanının da gösterilmediği gözönünde bulundurulduğunda mezkur sigorta poliçesinin zayi olan 64 karton eti içeren muayyen bir parti mala ilişkin spesifik bir sigorta akdini belgelemeyip sigortalının deniz yoluyla Avrupa limanlarından Türk limanlarına taşıtacağı etlere azami 3.642.230. TL & limide kadar sigorta himayesi sağlayan bir abonman sözleşmesini tevsik ettiği anlaşılmaktadır. Şu hale göre sadece muayyen bir parti etin değerinin 856.816,92 & olmasına ve poliçede sigorta bedelinin 3.642.230 TL & olarak gösterilmesine bakılarak olayda TTK.nun 1283. ve 1345. maddeleri anlamında bir aşkın sigortanın, diğer bir deyişle menfaat değeri üzerinde sigorta bulunduğu kabul edilemez.
Bir an için olayda aşkın sigortanın varlığı farz olunsa dahi, TTK.nun 1283. maddesine göre aşkın sigortaya ilişkin hüküm ve sonuç, sigorta bedelinin sigortalanan menfaatın değerini aşan kısmı bakımından sigortanın geçersiz sayılması (sigorta sözleşmesinin sigortalanan malın gerçek değeri üzerinden yapılmış sayılması), diğer bir deyişle, sigortalının gerçekten haleldar olan menfaatinin yeni gerçek zararının tazmin edilmesi ve rücuan alacaklı olan sigortacıya gerçek zararından fazla bir ödeme yapılmamasıdır. Yoksa, malını gerçek değerinin üzerinde bir bedelle sigorta ettiren kimsenin aşkın sigortası nedeniyle gerçek zararını dahi sigortacıya tazmin ettirme hakkı bulunmadığını öngören bir hüküm mevzuatımızda mevcut değildir.
Bu durumda, davacının sigortalısının 64 karton içeriği eti noksan teslimi dolayısıyla uğradığı gerçek zararı bilirkişilere hesaplattırılarak tazminine karar verilmesi lazım gelirken, TTK.nun 1288. maddesinin menfaat değeri altında sigorta, diğer bir deyişle eksik sigorta hali için öngördüğü proporsiyon (orantı) kuralının, uygulama yeri bulunmayan aşkın sigorta haline de uygulanması suretiyle menfaat değeri sigorta bedeline oranlanarak davacıya eksik tazminat ödenmesine hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA,ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine,21.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.