 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/5834
K: 1990/6328
T: 08.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar aasındaki davadan dolayı Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi nce verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirket yöneticilerinin müvekkilinden halı aldıklarını, bedelini ödemedikleri gibi halı bedeli ve işlemiş faiz alacağı toplamından oluşan 305.268 liralık ilamsız takibe de itiraz ettiklerini ileri sürerek, (dava tarihine kadar işlemiş yasal faiz dahil) 327.350 liranın, % 15 icra inkar tazminatı ve dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, halıyı müvekkili şirketin ortaklarından Yaşar'a olan borcundan dolayı dava dışı Fazıl K.'nın davacıdan alarak müvekkili şirkete verdiğini, bedelini Fazıl K.nın ödemesi gerektiğini, faturanın müvekkili şirket adına kesilmesinin sonuca etkili olmayacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, tanık beyanlarına ve toplanan delillere göre, halıyı davalı şirketin alıp kullandığı, bedelinin ödenmediği, halı bedeli olan 233.268 liranın 86.891.40 lira işlemiş faiziyle birlikte davalıdan tahsili gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüyle 320.159.40 liranın dava tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, keza şartları oluşmayan inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Davacı, yapılan ilamsız takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve alacağın inkar tazminatı ve yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş; mahkemece ise, davanın kısmen kabulüyle alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. İİK.nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davası ile genel hükümlere dayalı alacağın tahsili davaları sonucu itibariyle birbirinden farklı davalardır. İtirazın iptali davalarında davanın kabulüne karar verildiği takdirde koşulları varsa davacı yararına inkar tazminatına hükmedildiği halde, genel hükümlere davalı alacağın tahsili davasında inkar tazminatına hükmedilemez. Yine önemli farklardan birisi de itirazın iptali davalarında itirazın iptaline karar verilirse icra takibi durduğu yerden devam ettiği halde, genel hükümlere dayalı alacağın tahsili davalarında ilamın yeniden icra takibine konulması gerekmektedir. Mahkemece öncelikle davacıdan davasının itirazının iptali mi yoksa genel hüümlere dayalı alacağın tahsili davası mı olduğu sorulup belirlendikten sonra yukarıdaki ilkeler gözönünde tutularak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2 - Bozma şekline göre, davacı vekilinin sair, davalı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA 8.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.