Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/5581
K: 1989/3578
T: 29.06.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 1.3.1988 tarih ve 883-160 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin, yabancı bandıralı bir gemiyi fiilen deniz ticaretinde kullanan ve gemi işletme müteahhidi durumunda olan davalı ETA Denizcilik A.Ş. ile yaptığı sözleşme uyarınca mezkur gemide yağcı olarak çalıştığını, adı geçen şirketin yetkilileri olan diğer davalıların yönetiminde İzmir Limanında yapılan yükleme sırasında gerçek kişi davaların kusurlu talimatları ve geminin eskiliği nedeniyle geminin battığını, davacının gemide bulunan eşyalarının ve resmi belgelerinin batma sonucu kaybolduğunu, kaybolan eşyaların değerinin (306.000) TL olduğunu, kaybolan pasaport, hüviyet cüzdanı vs. belgelerin yenilerinin çıkartılabilmesi için en az üç ay gerekeceği ve davacının bu zaman zarfında (250.000) TL kazanç kaybına uğrayacağını ileri sürerek zayi olan hatıra eşyaları nedeniyle (50.000) TL manevi tazminat ile birlikte toplam (606.000) TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş, daha sonra davalı Mithat hakkındaki davasını müracaata bırakmıştır.
Davalı ETA Denizcilik A.Ş. Vekili cevabında, müvekkilinin donatan veya gemi işletme müteahhidi olmayıp gemi kaptanının verdiği vekaletname uyarınca liman ve gümrük idareleri nezdinde bazı formaliteleri yerine getirdiğini, gemi donatanının İngiltere'de mukim dava dışı bir firma olduğunu, geminin batmasından doğan zarardan acentenin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı Atilla vekili, aynı nedenlere dayanarak müvekkiline husumet düşmeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı şirketin batan geminin donatanı veya gemi işletme müteahhidi değil acentesi olduğu, diğer davalıların ise kaptanın yardımcı kişileri olarak faaliyette bulundukları gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
4   Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1 - Davacı gemi adamının davalılardan E.T.A. Denizcilik A.Ş. tarafın işe alındığı dosya içeriği belgelerle sabit olup anılan davalı iş akdini donatanı olduğunu savunduğu yabancı firmayı temsilen yaptığını kanıtlayamamıştır. Davalı şirket İzmir 4. Noterliğince onaylı 31.7.1986 tarihli bir vekaletname ibraz ederek vekil sıfatını ispata çalışmış ise de geminin eski kaptanınca verilen bu vekaletname davalı şirkete liman ve gümrük hizmetleri ve benzeri işler için sınırlı bir temsil yetkisi vermekte, davalı şirkete donatanın vekili veya acentesi sıfatını bahşetmemektedir. Şu halde davalı şirketin en azından işveren sıfatıyla ve işyeri olan geminin batmasından dolayı davacı gemi adamının uğradığı zararlardan dolayı pasif husumet ehliyeti (davalı sıfatı) olduğunun kabulü icap eder. Gerçek kişi davalıların E.T.A. Denizcilik A.Ş. adına geminin yüklenmesine nezaret eden ve kusurlu talimatlarıyla geminin alabora olmasına sebebiyet veren yardımcı şahıslar oldukları iddia edildiğine göre davalı şirket ile diğer davalılar arasında böyle bir ilişkinin ispatı halinde davalı şirketin B.K.nun 100. maddesinde öngörülen sorumluluğunun kabulü lazım gelecektir.
Mahkemece bu hususlar üzerinde durularak hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm tesisi icap ederken aksine düşüncelerle davalı şirketin acente olduğundan ve kendisine husumet düşmeyeceğinden bahisle anılan şirkete yönelik davanın reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
2 - Öte yandan E.T.A. Denizcilik A.Ş. dışında kalan davalıların geminin yüklenmesini bizzat yönetip kusurlu davranışlarıyla geminin batmasına sebebiyet verdikleri iddia edildiğine göre gerçek kişi davalıların geminin batışında kusurlu olup olmadıkları hususunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak B.K. nun v.d. maddelerine göre haksiz fiilden dolayı sorumlu olup olmadıkları belirlenmek icap ederken yazılı olduğu şekilde bunların kaptanın yardımcı kişileri olduğundan ve kendi fiillerinden sorumlu tutulamayacağından söz edilerek haklarındaki davanın reddedilmesi keza bozmayı gerektirmiştir.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının haklı bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.6.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini