 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/5332
K: 1989/5354
T: 16.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Bartın Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 27.12.1988 tarih ve 725-701 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı müflis ile müvekkili kurumun yaptığı sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle yeniden ihaleye gidildiğini vemüvekkilinin 51.241.382 lira zararı doğduğunu belirterek, bu miktar alacağın iflas masasına kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını ileri sürmüştür.
Mahkemece ilan tarihine göre 7 günlük sürede açılmayan davanın reddine ilişkin karar Daire'mizin 24.6.1987 günlü kararında yazılı nedenlerle bozulmuş,mahkemece direnme kararı verilmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulu'nca, iflas kararının direnme kararından önce kalkmış olması ve son kararda iflas idaresi değil, müflis (F.Y.) taraf gösterilmesine göre, direnme kararının yeni bir karar olduğu, gerekçesiye dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dava açıldığı tarihte davalı olarak gösterilen (F.Y.)'nin iflas etmiş olduğu ve davacının bu davası ile iflas masasına kabul edilmeyen alacığını masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesini istediği ve fakat Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1.12.1987 tarih 987/665 esas ve 494 karar sayılı kararı ile iflasın kaldırıldığı, anlaşılmaktadır. Her davada, açılış tarihindeki şartlara göre, hüküm tesis edilmelidir. İflas kaldırıldığına göre, iflas ve iflas masasının mevcudiyeti kalmadığından, iflas masasına karşı açılan davanın bu nedenle de davalı (F.Y.) hakkında açılan davanın da müflise karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle reddi gerekirken karar da yazılı nedenle davanın reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.10.1989 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davalı mevkiinde gösterilen (F. Y.) (Y. Tic. ve San.) 17.2.1987 tarihinde iflas etmiştir. Davacı ile (F.Y.) arasında iflastan önce mevcut olan iki sözleşme de, iflastan sonra ve 23.3.1987 tarihinde feshedilmiş ve bunların 2. ihaleleri, sırasıyle 2.6.1987 ve 18.6.1987 tarihlerinde, yapılmıştır. Binnetice, davacının fiat farkından doğan tazminat alacakları da 2.6.1987 ve 18.6.1987 tarihlerinde doğmuştur. Bu tarihlerde ise müteahhit (F. Y.) iflas etmiş durumdadır. Diğer bir anlatımla, davacı alacakları iflastan sonra doğmuştur. İflastan sonra doğan alacaklar ile iflas masasının bir ilgi ve ilişkisi olamaz. Bu durumda, davacı alacaklının, iflas idaresine karşı değil, müflisin şahsına karşı dava açması gerekirdi. Ancak dava iflas idaresine karşı açılmış ise de, sonradan iflasın kalkması (1.12.1987) üzerine son oturuma (F.Y.)'nin şahsı adına avukat (N.Ş.) gelerek duruşmaya kabul olunmuş bulunmakla, husumet durumu düzelmiştir.
Diğer yandan davacı davasını sıra cetveline itiraz davası şeklinde açmışsa da, yukarıda açıklanan nedenlerle, iflas idaresine karşı dava açılamıyacağına ve davacının peşin nisbi harcını yatırmış bulunmasına göre, davanın müflis (F.Y.)'nın şahsına karşı açılmış bir alacak davası olarak kabulü gerekir.
Bu durumda, mahkemenin sıra cetveline itiraz davasının süresinde olmadığından söz ederek davayı reddeden hükmünün, davaya, borçlu (F.Y.) aleyhine açılmış bir alacak davası olarak bakılması ve yürütülmesi gerektiğinden bahisle ve bu gerekçelerle bozulması gerekirken, iflas kalktığına göre iflas masasına, müflis olduğuna göre de (F.Y.)'a karşı dava açılamıyacağı nedeniyle davanın reddi gerektiği gerekçesiyle yapılan çoğunluk bozmasına karşıyım.