 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/5279
K: 1990/5349
T: 10.09.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Mahalli Ticaret Mahkemesi'nce verilen 28.4.1989 tarih ve 525-236 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili müvekkili banka ile dava dışı bir şahıs arasında akdolunan kredi açma sözleşmesini davalının da müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, ihbarname tebliğiyle istenilerek muacceliyet verilen ferdi alacağının iade olunması üzerine 3.334.463 - TL. alacağın % 95 temerrüt faizi % 6 K.K.D.F. ve gider vergisiyle birlikte tahsili için kredi müşterisine ve kefil-davalıya karşı ilamsız haciz yoluyla takibe girişildiğini, davalının itirazı sonucu hakkındaki takibi durdurduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve % 14 inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili müvekkilinin kredi açma sözleşmesinin sadece son sayfasını imzalamış olması nedeniyle diğer sayfalarda yer alan faiz oranı, gider vergisi ve K.K.D.F. ile sorumluluk ve limit dışı mesuliyet gibi özel şartlardan etkilenmeyeceğini, müvekkilinin 2.400.000. - TL. limit dahilinde kefalet altına girmesi ve kendi hesabından 650.837 TL. lık virman yapılması sonucu mes'uliyetinin 1.749.363. - TL. dan ibaret kaldığını savunmuştur.
Mahkemece kredi açma sözleşmesi, takip dosyası içeriği ve banka kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi gibi delillerle davalının 3.315.081 -TL. borçlu olduğunun sübuta erdiği gerekçesiyle mezkur meblağ ve takip talebinde gösterilen ferileri hakkında itirazın iptaline, % 15 inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Davalının kefaleten imzaladığı kredi açma sözleşmesinde bidayeten kredi limiti gösterilmemiş, daha sonra 27/2. maddede limitin 2.500.000. - TL artırıldığından söz edilmiştir. Kefaletin geçerliliği için kefilin sorumlu olacağı miktarın yazılı sözleşmede gösterilmesini zorunlu kılan B.K.nun 484. maddesi hükmü karşısında davalı -kefilin kural olarak 2.500.000. TL. dan fazlasıyla sorumlu tutmak caiz değildir. Öte yandan bu kefalet nedeniyle davalının davacı bankadaki şahsi hesabından 713.837. - TL. nın virman yoluyla tahsil edildiği bilirkişi raporuyla belirlenmiştir. Şu halde davalının ihtarnameyle temerrüde düşüldüğü tarihteki kefalet sorumluluğu 1.786.163. - TL ile sınırlıdır. Davalı - kefil bu limit dışında şahsi temerrüdünden dolayı mezkur meblağın temerrüt tarihinden itibaren işleyen gecikme faiziyle de sorumludur. Şu duruma göre 1.786.163. - TL. borcun temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işleyen faizi mezkur borca eklenerek davalının takip tarihi itibariyle borçlu olduğu tutar saptanmalı, bu tutarın ve B.K. nun 104/f-III maddesinin emredici hükmü uyarınca gecikme faizine yeniden gecikme faizi yürütülemeyeceği cihetle asıl borç miktarı 1.786.163. - TL. nın takip tarihinden itibaren temerrüt faizi ve diğer fer'ileriyle birlikte tahsiline imkan verecek şekilde itirazın iptaline karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeden ve kredi açma sözleşmesinin 15/1 maddesindeki kefalet miktarı ana para ile bunun her türlü fer'ilerini kapsar yolundaki hükmün ancak kefalet limiti dahilinde geçerli olabileceği nazara alınmadan 3.315.081. - TL. asıl alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine; hükmün 2 nolu bentte açıklanan nedenle temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.9.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.