 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/4972
K: 1990/5092
T: 26.06.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 9. Hukuk Mahkemesince verilen hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin borç para maksadıyla davalı Hamza'ya iki adet 300.000 er TL'lık bono verdiğini, karşılığı parayı alamadığını, davalı Hamza'nın bonoları yırttığını bildirdiği halde bonoları alacağın temliki mahiyetindeki Noter temliknamesi ile diğer davalıya temlik ettiğinin anlaşıldığını, temlik alan davalının iyiniyetli de olmadığını belirterek müvekkilinin bonolarla davalılara borçlu olmadığının tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hamza cevabında, davacı ve ortakları Ali Ç. ile Nuri P.'in paraya ihtiyaçları olunca Ali Ç.'a 600.000,-TL para verdiğini, onun da bu parayı ortaklarına verip işyerine sarfettiklerini, söz konusu bonoları bu alacağı nedeniyle davacıdan aldığını ve alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Bülent cevabında diğer davalıdan olan alacağı nedeniyle söz konusu bonoları temlikname ile devraldığını, davacı ile diğer davalı arasındaki ilişkinin kendisine itiraz ve def'i öne sürülemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece bonolara ve icra dosyasına 11.3.1988 tarihli temliknameye ve tanıkların beyanlarına dayanılıp bonolarda malen kaydı olduğu, ancak keşideci davacı ile lehtar davalı Hamza'nın bonoların nakit karşılığı düzenlendiğinde uyuştukları, bu durumda bonoların yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olup davalı lehtar Hamza'nın nakit verdiğini ispat etmesi gerektiği, davalı Hamza'nın açıklamaları ve tanıkların beyanına göre nakit verdiğini kanıtlayamadığı ve yemin deliline de dayanmadığından davacının bu senetlerle lehtar Hamza Ç.'a borçlu olmadığı, diğer davalı Bülent'in temlik alacaklısı olduğu, bu nedenle davacının asıl alacaklıya karşı öne sürebileceği bedelsizlik iddiasını bu davalıya karşı da öne sürebileceği, binnetice davanın davalı Bülent yönünden de sabit olduğu sonucuna varılıp davacının her iki bono ile davalılara borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
Davacı iddiasında davalı Hamza Ç'tan alacağı borç para karşılığında bu davalıya dava konusu bonoları verdiğini, ancak parayı alamadığından bonoların karşılıksız kaldığını öne sürmüş, davalı Hamza Ç. ise bonoları verdiği borç para karşılığı olarak aldığını savunmuş olup bonolarda ihdas nedeni olarak gösterilen malen kaydını her iki taraf da talil etmiş bulunmaktadırlar. Bu durumda davalı Hamza Ç'ın bonoların metnini talil ettiğinden bahsetmek ve binnetice borç para verdiğini ispat külfetinin bu davalıya geçtiğini kabul etmek mümkün değildir. Davacı söz konusu bonolarla iddiası doğrultusunda borçlu olmadığını ispat külfetini yerine getirmekle mükelleftir. Mahkemece bono metnini her iki tarafın da talil ettiği gözden kaçırılarak ispat külfetinin davalı Hamza Ç.'a yüklenerek buna göre hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, işin esasına girilip davacıdan iddiasını ispat yolunda delillerini ibraz etmesi istenerek ve bunlar değerlendirilerek bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA 26.6.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.