 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/4919
K: 1990/5942
T: 01.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Hatay Antakya Asliye 1. Hukuk Mahkemesince verilen (...) hükmün temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş (...) olmakla (..._ gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Antakya - İskenderun karayolu üzerinde bulunan işyerlerinin telefon ihtiyacının karşılanması için müvekkilinin de aralarında bulunduğu işyeri sahipleri ile davalı arasında telefon tesisatının döşenmesi hususunda protokol yapıldığını, protokelle hattın kablo ihtiyacının davalı tarafından temini, ancak bedellerinin % 25 fazlasıyla işyeri sahiplerinden tahsil edilmesinin kararlaştırıldığını, davalının protokolün bu hükmü gereğince kablonun 1983 rayiç fiyatları ile alınabilmesi amacıyla müvekkilinden avans olarak para aldığını, bu paranın yatırılması ile müvekkilinin davalıya kablo borcu kalmadığı halde, davalı kurumun 6.10.1986 tarihli yazıyla müvekkilinden (2.637.584) lira para istediğini, dilekçe ekinde sunulan kesin hesap tutanaklarında anlaşılacağı üzere davalının parasını 1983'de aldığı kabloların bedelini 1986 yılı raşiçlerine göre hesaplandığını, kaldı ki protokolün 8/b maddesine göre bu masrafın % 37 sinin davalı kurum tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kurumu borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ve diğer işyeri sahiplerinin müteahhidinin işi zamanında bitirmediğini, işyeri sahiplerice yapılması gereken işin 12.9.1985 tarihinde bitirildiğini ve bundan sonra da 19.6.1986 tarihinde müvekkili kurum tarafından yapılması gereken işlerin bitirilebildiğini, protokolle kati keşifte hesaplanan tutarın 1. keşif proje özetinin üstünde olması halinde bu miktarın işyeri sahiplerince karşılanacağının kararlaştırıldığı ve müvekkili kurumun da bu maddeye istinaden müvekkiline isabet eden 67.116 lira nazara alınmak suretiyle 2.637.584 lirayı davacıdan istediğini, bunun, projenin işyeri sahiplerinin müteahhitlerinin kusuru yüzünden zamanında bitirilememesi sonucu oluştuğunu, hebaplamanın protokolün 8. maddesine uygun olarak "İşletme Rehberi Hükümlerine ve Ücret Tarifelerine" göre yapıldığı ileri sürülerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya ve toplanan delillere göre, işyeri sahiplerinin protokolün 8. maddesi ile işin sonunda PTT ücret tarifesine işletme rehberi hükümlerine keşifte hesaplanan proje özetinin, 1. proje özeti üzerinde olması halinde bu miktarı PTT ye ödeyeceklerini kabul ettiklerini, işin davacı ve diğer işyeri sahiplerinin kusuru yüzünden geç bitirildiği, PTT ücret tarifesi gereğince hesaplanan tutarı davacının ödemesi gerektiği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Hüküm davalıya 25.1.1989 tarihinde tebliğ edimiş, davalı bu tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde hükmü temyiz etmediği gibi, davanın temyiz dilekçesini tebellüğ ettikten sonra kendi temyiz taleplerini de içeren temyize cevap dilekçesini de HUMK'nun 433. maddesinde öngörülen 10 günlük süre geçtikten sonra vermiştir. Bu durumda süresi geçtikten sonra verilen temyiz dilekçesinin HUMK.nun 432/4 ve 1.6.1990 tarih, 1989/4 Esas, 1990/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2 - Davacı yönünden yapılan temyiz incelemesine gelince; gerek davacıdan başlangıçta alınan paranın avans mahiyetinde olması, gerekse de 1.10.1992 tarihli sözleşmenin 8/e maddesi hükmüne göre (işin sonunda PTT ücret tarifesi ve işletme rehberi hükümlerine göre kati keşifte hesaplanan, 1 keşif proje özetinin üstünde veya altında olabilir, aradaki fark üstünde ise firmalarca PTT. ye ödenecek, altında ise PTT geri iade edecektir) davacının hiç borçlu olmadığına dair istemi yerinde değil ise de, sözleşmenin 8/b maddesi ile kablo projesi ile ilgili masrafların % 37 sinin davalı kuruma ait olacağı öngörüldüğünden, mahkemece dosyada mevcut 5.6.1987 tarihli bilirkişi raporu uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmek gerekirken aksi düşüncelerle davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmektedir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.