 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/4804
K: 1990/5474
T: 17.09.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Mahalli Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 7.3.1989 tarih ve 243-102 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili davalıların bonoya dayalı olarak yaptıkları icra takibinde müvekkilinden haksız tahsilatta bulunduklarını, tahsilattan sonra takibin iptal edildiğini bu nedenle ödenen paranın istirdatı için 1.691.150 TL. üzerinden icra takibine geçtiklerini, ancak davalıların takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptali ile % 15 inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin borçlusu davacı bulunan bononun meşru hamili olduklarını tetkik merciinin takibin iptaline ilişkin kararının kesin hüküm olamayacağını, başlangıçta imzasını inkar eden davacının kötü niyetli bulunduğunu belirten davanın reddi ile % 15 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkeme, iddia, savunma ve toplanan delillere göre takibin tetkik merciince iptalinin kural olarak maddi anlamda kesin hüküm oluşturmayacağı ve davacının iddiasının kanıtlanamadığı gerekkçesiyle davanın reddine % 15 oranında tazminatın davalılar adına davacıdan tahsiline karar vermiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalılar tarafından davacı bono keşidecisi aleyhine yapılan icra takibine karşı davacının imza inkarında bulunması üzerine icra tetkik merciince Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 1.10.1986 gün ve 1986/9824-9837 sayılı bozma ilamına uyulmak suretiyle anılan icra takibinin iptaline karar verilmiş olmakla bu takip nedeniyle davalıların davacıdan tahsil ettikleri parayı iade etmeleri takip hukuku gereğidir. Bu ödemeler haricen yapılmış olsa bile bunlar icra dosyasına intikal ettirilerek işlem yapıldığına göre bu ödeme şekli belirtilen sonucu değiştiremez.
Takibin iptalinden sonra usulüne uygun bir icra takibini yenilemek veya tahsil davası açmak yükümlülüğünün davalı alacaklılara düşmesi gerekir.
Bu hususlar dikkate alınmadan ve davacının ilk icra takibinde yapmış olduğu imzaya itirazın sonuçlarını da ortadan kaldıracak ve kesin hüküm teşkil edecek şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, icra takibinin iptali üzerine bu takip nedeniyle ödenen paranın iadesinin istenmesinin kötüniyet kabul edilerek davacının ayrıca icra tazminatı ile yükümlü tutulması da yerinde görülmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASI gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.09.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.