 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:1989/4573
K:1989/3989
T:30.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : İflas sıra cetvelinin doğru olmadığına ilişkin iddialar, şikayet veya itiraz (dava) olarak ileri sürülebilir.
(2004 s. İİK. m. 206)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 1.2.1989 tarih ve 1117-36 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin müflis M...... Soğuk Hava Depolama Anonim Şirketi'nden alacaklı olduğunu, davalı banka alacağının sıra cetveline rehinli alacak olarak işlendiğini belirterek davalı alacağının adi alacak olarak kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; uyuşmazlığın İcra Tetkik Merciinde çözümlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece, davanın sıra cetveline itiraz davası olup, İcra İflas Yasasının 235. maddesine göre itirazın sıraya yönelik olduğu anlaşılarak dava dilekçesinin görev yönünden reddine istek halinde görevli İcra Tetkik Mercii Hakimliğine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
İflas sıra cetvelinin doğru olmadığına ilişkin iddialar, şikayet veya itiraz (dava) olarak ileri sürülebilir. İflas idaresi, sıra cetvelini düzenlerken uyması gereken iflas kurallarını ihmal ederse, şikayet yoluna başvurulabilir. Şikayet nedenlerinin en belirgin olanı da bir alacaklının kendisine verilen sıraya karşı itiraz etmesidir. Eğer alacaklı, alacağın esasına veya başka bir alacaklının alacağına, itiraz ediyorsa, başvuracağı yol sıra cetveline itiraz davasıdır. Alacaklının yaptığı şikayet icra tetkik merciinde görüldüğü halde sıra cetveline itiraz, yani dava, mahkemede incelenerek karara bağlanır.
Davacı, dava dışı müflis M......... A.Ş,'den rehinli alacaklı olduğunu, davalının da alacağını rehinli olarak kayıt ettirdiğini, esasında davalının bu alacağının rehinli olmadığını ileri sürerek, davalının alacağının adi alacak olarak sıra cetveline yazılması ile iflas idaresi kararının iptalini istemiş bulunmaktadır. Başka bir deyişle davacı, davalının sıra cetveline yazdırdığı alacağın rehinli alacak olmadığını ve bu nedenle de adi alacak olarak sıra cetveline yazılması gerektiğini iddia etmiştir. İİK.nun 206. maddesinde öngörülen sıradan amaç, adi (rehinli olmayan) alacakların anasıdır. Herhangi bir alacağın rehinli olup olmadığı hususu, sıra cetveli ile ilgili değildir. Çünkü, rehinli alacaklılar İİK.nun 206. maddesinde öngörülen sıranın dışında, yani sıra dışı ve kendine özgü bir sıradan ibarettir. Bu itibarla, dava konusu uyuşmazlık, İİK.nun 206. maddesinde öngörülen sıra ile ilgili olmadığı ve ayrıca alacağın niteliğinde uyuşmazlık bulunmakla, sınırlı yetkili icra tetkik merciinde değil, ancak itiraz olarak mahkemede incelenmesi gerekmektedir. Açıklanan bu duruma göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, şikayetin dışında ve itiraz konusu olmakla, davacının yaptığı itirazın mahkemede incelenmesi ve sonucu çevresinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde dava dilekçesinin görev yönünden reddi doğru görülmemiş ve yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.6.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.