 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/4153
K: 1990/4476
T: 04.06.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 9.3.1989 tarih ve 146-105 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, kardeş olan tarafların 9.9.1975 tarihinde "Gün Kardeşler Modern Zeytinyağı Fabrikası Koll. Şti. ve Ortağı" isimli bir kollektif şirket kurduklarını şiketi temsil ve idare yetkisinin davalıya ait olduğunun kararlaştırıldığını, bilahare müvekkilinin muvafakatı ile fabrikanın dava dışı E.T. isimli kişiye kiralandığını, daha sonra ise davalının müvekilinin haberi olmaksızın fabrikayı kiracıya sattığının anlaşıldığını, müvekkilinin şirketteki hissesinin % 40 olduğunu ileri sürerek fabrikanın gerçek değeri ve yoksun kalınan kar hususunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin uğradığı zarar karşılığı olarak 3.000.000 TL.nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, menkul mal satışına ilişkin mukavele tarihinin 10.3.1981 olduğunu, dava tarihine kadar B.K.nun 126/4 maddesinde öngörülen 5 yıllık yasal zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek zamanaşımı def'inde bulunmuş ve ayarıca da şirket mukavelesi ile fesih halinde aynı sermayenin müvekkiline ait olmasının kararlaştırıldığını, kaldı ki satılan malların müvekkilinin şahsi malları olduğunu, bu malların aynı sermaye olarak konulmadığını bu nedenlerle davacı isteminin de yerinde olmadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, menkul mal satış aktinin 10.3.1981 tarihinde yapılmasına karşın davanın 5 yıllık yasal zamanaşımı süresinin dolmasından sonra açıldığı, zanmanaşımı def'inin yerinde olduğu davacının süresinden sonra ile sürülen zamanaşımı def'ine karşı koymadığı sonucuna varılarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası kapsamından tarafların 2 kişilik bir kollektif şirketin ortakları olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, şirketin yönetici ortağı olduğuna göre şirket adına yapılan ve bilançoya intikal etmesi gereken bütün hesap hareketlerini bilançoya dercederek diğer ortağada bildirmekle yükümlüdür. Oysa dava dosyası kapsamından böyle bir bilançonun düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Böyle bir durumda bu işlemlerden haberi olmadığını ileri süren davacı ortağın bu konuyu bildiğini ispat etmekle yükümlülüğü yönetici ortağa ait olması gerekir. Noter satış senedinde de fabrikanın değil fabrikadaki bir kısım menkul niteliğindeki makina aksamının satıldığı anlaşılması ve bu hususları gösteren bilanço düzenlenmediği gibi davacının bu konuyu bildiği de kanıtlanmadağına göre davanın bu satış işleminden 5 yıl sonra açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 4.6.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.