 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/4151
K: 1990/6618
T: 18.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Mahalli Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 21.2.1989 tarih ve 154-73 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı şirket vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.10.1990 gününde taraf vekilleri tebligata rağmen gelmediklerinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekilinin davalı şirketin ortağı olduğunu ana sözleşmeye göre şirketin Güner .., Mevlüt .. ve .. Yavuz herhangi ikisinin imzası ile idare ve temsil edildiğini, ana sözleşme gereğince şirketin temsili ortaklıktan çıkma, yeni ortak almanın ortakların oybirliğiyle alacakları karara bağlı olduğu halde 15.6.1983 tarihinde ve müveklinin katılmadığı toplantıda ortaklardan Mevlüt'ün ortaklıktan ayrılıp hissesini Fadime....'ye devredip şirketin yönetiminin de Fadime..'nın vekili Vehbi..'ye verilmesinin kararlaştırıldığını ve 9.7.1983 tarihli toplantıya katılan Güner..., Mevlüt... ve Veli...'nın aldığı kararla Vehbi ...'nın şirkete ait fabrikayı tam yetki ile çalıştırmaya devam etmesine karar aldıklarını, bu şahsın yöneticiliğinin geçersiz olduğu gibi usulsüz işlemlerle kendisine büyük menfaatler sağladığını, defter ve belgeleri usulüne uygun tutmadığını, şirket gelirlerinin saklanıp bilançoya geçirilmediğini, bilakis şirketin gider ve masraflarının şişirildiğini, yaptırılan tesbit işlemi ve vergi kontrolü ile de bu durumun anlaşıldığını, yasal yöneticiler Güner.., Mevlüt.., Yavuz.. basiretsiz ve idarede de iktisdarsız olduklarını ve şirketi fiilen idare eden yönetici Vehbi...'nın de hem seçiminin batıl ve kötü niyetli olduğunu öne sürerekk, azillerine şirket idaresine vaki kötü niyetli olduğunu öne sürerek, azillerine şirket idaresine vaki haksız müdahalenin menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili TTK. nun 160. maddesine uygun olarak çoğunlukla alınan kararla şirket ortağı Fadime... vekili Vehbi ...ye şirket işlerinin tevdii edildiğini ve şirketin bu şahıs tarafından iyi idare edildiğini, ekonomik kriz devresinde şirketi ayakta tuttuğunu bir usulsüzlükte yapılmadığını TTK. 162. maddedeki koşulların oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece ana sözleşmenin önceki ve değiştirilmiş şekline, tesbit raporuna, tanıkların beyanına vergi kaçakçılığından dolayı Vehbi ..nin mahkum olup kesinleşmesini ve bilirkişi raporu ile tüm dosya içeriğine dayanılıp, şirketin Yasal idarece ve temsilcileri olan Güner .., Mevlüt ..., Yavuz..'un TTK. 162. maddesine göre Vehbi ...'yi ticari mümessil olarak atamalarında bir usulsüzlük olmadığı, ancak bu idarecilerin şirketi yönetemedikleri için bu şahsı atadıkları ne varki seçiminde ve denetlemesinde görevlerini yerine getiremedikleri, hataya düştükleri, Vehbi ..'nin şirketi usulüne uygun yönetemediği tüm bu nedenlerle davanın subuta erdiği sonucuna varılıp dava kabul edilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
İşbu davada, davalı şirketin yöneticileri ile onların seçtiği vekilin azli istendiğinden, verilecek karar bu kişilerin hukukunu etkileyecektir. Bu itibarla şirketin yanısıra bu şahısları da husumet tevcih edilerek davanın görülmesi gerekirken sadece şirketin hasım gösterilerek açılan davanın görülerek sonuçlandırılması doğru bulunmamıştır.
Bu durumda mahkemece davacı tarafa azli istenen yöneticiler ile vekilleri hakkında ayrı bir dava açmak için süre verilip, açılacak dava ile işbu dava birleştirilerek birlikte görülüp bir sonuca varmak gerekir.
Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davalı şirket yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı vekili gelmediğinden duruşma vekillik ücreti tayinine gerek bulunmadığına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 18.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.