 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/3985
K: 1989/3981
T: 29.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesince verilen 24.3.1989 tarih ve 1271-267 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.6.1989 gününde davacı avukatı İzzet Hatem ve Cavit İkiz ile davalı avukatı Yıldırım Pekkan gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili; müvekkillerinin, tekne sigortacısı olarak meydana gelen çatma sonucu sigortalı geni için ödedikleri tazminatı olaya karışan geminin donatanından tahsili yolunda acentesine karşı açtıkları davada isteyebilecekleri miktarın (2.677.500) Amerikan Doları olarak saptanmasına rağmen Türk parasının değer yitirmesi sonucu müvekkillerinin eline ancak (317.585.54) Dolar geçtiğini, davalının gerek BK.nun 105.maddesi uyarınca, gerekse günler faiziyle karşılanmayan zararlarını tazminle mükellef olduğunu belirterek aradaki fark (2.301.706) Dolar ile bu miktarın olay tarihinden bu dava tarihine kadar hesaplanan faiz alacağı olarak (2.182.788) Dolar ki toplam (4.484.548) Doların davalıdan aynen tahsiline, bu istem kabul edilmezse karar tarihindeki Türk Parası karşılığının tahsiline, bu talep dahi kabule şayan görülmezse karar tarihindeki Türk Parası karşılığının tahsiline, bu talep dahi kabule şayan görülmezse dava tarihinde veya münasip görülecek bir tarihteki Türk Parası karşılığına ve dava tarihinden itibaren iskonto faizine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, teminat yatırılması gerektiğini, önceki davada saptanan tazminat miktarının aynen ödendiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, Türk Parası dışında bir para ile tahsil isteminin dinlenemeyeceğini, BK.nun 105. Maddesi'nin şartlarının doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece kısmen kabule dair verilen karar Dairemizce, davacıların teminat yatırmaları gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozma uyarınca teminat yatırtıldıktan sonra mahkemece, zamanaşımı itirazları reddedilerek ve davalının temerrüdü nedeniyle kur farkından doğan munzam zararın istenebileceği gerekçesiyle toplam (3.388.473.33) Doların tahsiline, bunun (2.301.759.46) Dolarlık kısmına % 30 faiz yürütülmesine dair verilen karar tarafların temyizi üzerine Dairemizin 28.6.1988 gün ve 1988/3667-4342 sayılı ilamı ile davacıların tüm, davalıların sair temyiz itirazları reddedilmiştir. BK.88/1. Maddesi'ne göre Türk parası üzerinden hüküm kurulması, munzam zararın doğuşu tarihinin önceki hükmünde tahsili kararlaştırılan Türk parasının yabancı paraya çevrilerek yurt dışına transfer edildiği 12.5.1983 tarihinin dikkate alınması ve kabul şekline göre yabancı para ile kurulan hükümde % 30 faiz oranının uygulanmasının doğru olmadığından bahisle bozulmuş tarafların karar düzeltme istekleri de reddedilmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece, davalının temerrüdünün halen devam ettiği, davacıların kur farkından doğan munzam zararının ödenmediği, dava tarihindeki kur tatbik edildiğinde yeni bir munzam zarar doğacağından BK.nun 105/2. Maddesi uyarınca hüküm tarihindeki kur esas alınmak suretiyle zararın tesbiti gerektiği, buna göre davacının zararı (2.301.759.46) Dolar karşılığı (4.596.130.272) lira ile bu meblağın transfer tarihi 12.5.1983'den hüküm tarihine kadar %5 oranı üzerinden yürütülen faizi karşılığı (1.347.988.061) lira ki toplam (5.944.118.333) liranın davalıdan tahsiline, esas alacak miktarı (4.596.130.272) liraya hüküm tarihinden itibaren Merkez Bankası reeskont faizi yürütülmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davanın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün aşağıdaki bentlerde belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
a) Mahkeme, davacının Amerikan Doları üzerinden belirlenen zararını önceki bozma kararının (2)nolu bendinde belirtildiği üzere BK.nun 83/1. maddesine uygun şekilde Türk Lirasına çevirirken, aynı Kanunun 105/2. maddesine dayanarak hüküm tarihindeki kuru esas almıştır. Mahkemece, açılmış bir davada dava tarihinden sonra meydana gelen değişik şartlar esas alınarak hüküm kurulamaz. (28.11.1956 gün 15/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda, karar tarihinin esas alınmasını mümkün kılan bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu nedenle yabancı paranın hüküm tarihindeki kur üzerinden Türk lirasına çevrilmesi doğru değildir.
b) Yukarıdaki bozma nedenine göre yabancı paranın hangi tarihteki kur üzerinden Türk Lirasına çevrileceği önem kazanmaktadır. Dava, munzam zararın tahsili istemiyle açılmıştır. 28.6.1988 tarihli bozma ilamının (3) no.lu bendinde açıklandığı üzere davacının, önceki kesinleşen ilama dayalı olarak tahsil ettiği Türk parasını, yabancı paraya çevirerek yurt dışına transfer ettiği 12.5.1983 tarihindeki kur üzerinden Türk lirasına çevrilerek hüküm kurulmalıdır. Bozma kararı bu yönden bağlayıcı bir nitelik kazanmıştır.
c) Davacı, zararının doğduğu tarihten işbu dava tarihine kadar bu zararın ödenmesini davalıdan talep etmemiş, diğer bir anlatımla davalıyı temerrüde düşürmemiştir. Bu durumda tarafların sıfatı da nazara alınarak ancak dava tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanması gerekirken yabancı para borcuna yine yabancı para üzerinden temerrüt faizi yürütülüp, ondan sonra Türk lirasına çevrilerek hüküm kurulması da isabetli değildir.
2) Davacının temyizine gelince; mahkeme, yabancı parayı Türk lirasına çevirirken dövizin alış kurumu, yoksa satış kurumu uyguladığını açıklamamıştır. Mahkemece, hüküm altına alınacak Türk lirasının hangi kurdan dövize transfer edilebileceği belirlenerek o nevi kur esas alınıp hüküm kurulmalıdır. Bu hususun araştırılmamış olması, kabul şekli itibariyle hükmün davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davalı (2) no.lu bentte açıklanan nedenle mümeyyiz davacı yararına BOZULMASINA, (100.000) lira duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, (100.000) lira duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmün (1/a) bendinde Gönen Eriş'in muhalefeti ile oyçokluğuyla, (1/b) bendinde üye Nihat Aryol ve Gönen Eriş'in muhalefetleri ile oyçokluğuyla, (1/c) bendinde üye Hüseyin Deniz'in muhalefeti ile oyçokluğuyla ve (2) bendinde oybirliği ile 29.6.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Gönen Eriş'in muhalefet şerhine aynı gerekçelerle katılıyorum.
Üye
Nihat ARYOL
KARŞI OY YAZISI
Olayın niteliğine göre, temelde haksız eylemden doğan alacağını ödeyen davacının, ödediği bu alacak sebebiyle açtığı rücu davasında hükmedilen tazminatı transferi sebebiyle zarara uğramasında davalıya kusur olarak tahmil edilecek başka bir hukuki eyleminin bulunmaması karşısında, mahkemece hüküm altına alınacak munzam zarara tazminat faizi uygulanması gerekir. Aslında dava tarihine kadar davalının temerrüde de düşürülmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu sebeple hüküm altına alınacak munzam zarara 3095 sayılı yasanın 1. maddesinde öngörülen miktarda faiz uygulanması düşüncesinde olduğumdan; sayın çoğunluğun reeskont faizi uygulanması gerektiği düşüncesine katılmıyorum.
Üye
Hüseyin DENİZ