 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/3446
K: 1990/3732
T: 09.05.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Kırıkhan Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 16.12.1988 tarih ve 9-468 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla doyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; davalının elektrik borcu için gecikme zammıyla birlikte (15.141.137) TL. ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini ancak takip tarihine kadar % 53 üzerinden (9.509.634) TL. temerrüt faizini kabul etmediğini, elektrik satış sözleşmesinin 9. maddesine göre ve B.K. ile TTK. hükümlerine nazaran bunu taleb hakları olduğunu iddia ederek temerrüt faziine itiraz eden davalıdan (9.509.634) TL.nın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; temerrüt faizi ile gecikme zammının aynı şey olduğunu, ikisinin birlikte istenmesinin yasalara aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia ve savunmaya, mübrez belgeler, icra dosyasına, sözleşmenin 9. maddesine nazaran sözleşmeden kaynaklanan gecikme zammı ile yasadan kaynaklanan temerrüt faizinin aynı anda istenebileceği gerekçesiyle davanın kabulüyle (9.509.634) TL.nın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Davalı şiketin iflasına karar verildiği, bu kararın Yargıtayca bozulduğu dosyadan anlaşılmakta ise de, iflas davasının sonuçlanıp-sonuçlanmadığı ve hangi aşamada bulunduğu belli değildir. İ.İ.K.nun değişik 194. maddesi hükmünün gözönünde tutularak açılmış olan bu alacak davasının durdurulup, durulamayacağının saptanması gerekirken bu hususun dikkate alınmaması doğru değildir.
2 - Davacı TEK'in mevzuatında gecikme zammı olarak ifade olunan eklentinin hukuki anlamda temerrüt faizi niteliğinde bulunması sebebiyle, asıl alacağa ayrıca temerrüt faizi hesaplanamayacağı ve yine gecikme zammı üzerinden ayrıca temerrüt faizi yürütülemeyeceği "yerleşmiş" Yargıtay İçtihatlarıyla kabul edildiği gibi, T.E.K. yönetim kurulunun dosyada mevcut 11.5.1988 tarih ve 16316 sayılı genelgesinde dahi bu husus kabul edilerek açılan davalardan feragat edilmesi tamim edildiği halde davanın takip edilmemesi ve yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA 9.5.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.