 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/2991
K: 1990/6364
T: 09.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Samsun Asliye 1. Hukuk Mahkemesince verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin dava dışı İsmail D., Mustafa G. ve Ali Rıza A. adlı şahıslara ait 3557 şasi no.4 lu yükleyiciyi 25.1.1982 tarihinde noterde düzenlenen sözleşme ile satın ve teslim aldıklarını ve malik sıfatıyla zilyedi olduklarını, davalın bu yükleyici (kepçe) üzerinde mülkiyet iddiasında bulunduğunu belirterek taraflar arasındaki muarazanın men'ine, dava konusu yükleyicinin mülkiyetinin müvekkillerine ait olduğunun tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu yükleyiciyi müvekkilinin, 1977 yılında davacıların satın aldığı aynı şahıslardan (750.000) lirası satın aldığını, bedelini bir kısmını peşin ödediğini ve bakiyesi için de satın aldığı şahıslara bonolar verdiğini, verilen bonolara dayanılarak yapılan icra takibinde, satıcılardan İsmail D.'in 1980 yıl Mayıs ayı içerisinde müvekkili işyerinden müvekkilin rızası olmadan alıp götürdüğü yükleyiciye haciz konulduğunu, dava konusu yükleyicinin haciz sonucu yedieminlere teslim edildiğini ve en son yedieminin davacı firma ortaklarından Ali A. olduğunu, davacı firmanın bu yedieminde iken yükleyiciyi kendi işlerinde çalıştırdığını, davacı ile satıcılar arasındaki alım satımın muvazaaya dayandığını, müvekkilinin icra takibindeki borcu ödeyip haczi kaldırması üzerine hacze konu yükleyiciyi yediemin olan davacının iade etmeyip mülkiyet iddiasına kalkıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, idia ve savunmaya, toplanan kanıtlara nazaran, davalıya satış yana şahıslarnı haciz sonucu yükleyiciyi geri olu+ davalı ile kendi aralarındaki alım satım akdini bozdukları ve bu yükleyiciyi daha sonra davacılara sattıkları, davalının hacizli mal için borcunun tümünü ödememiş olduğu, davacı irmanın hüsnüyetinin korunması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
dava konusu yükleyicinin gerek davacı firmaya ve gerek davalıya satılmadan önceki malkilerin dava dışı Ali rıza A., Asmail D. ve Mustafa G. oldukları ve bu şahısların aynı yükleyiciyi davacı firmaya ve davalıya sattıkları konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyadaki belgelere nazaran dava konusu yükleyicinin 1977 yılında önceki malikleri tarafından davalıya satılıp teslim edildiği, davalını bu yükleyicinin borcu nedeniyle önceki maliklerin bonolara dayanarak davalı hakkında icra tasibinde bulundukları, icra takibinde haciz sırasında bono alacaklısı olan önceki maliklerin dava konusu yükleyiciyi davalıya satarak teslim ettiklerini kabul ve beyan ettikleri, dosya içerisine getirtilmiş bulunan Aybastı Asliye Ceza Mahkemesinin kesinleşen mahkumiyet ilamına ve bu ceza dosyası içeriğine göre de,davalını önceki maliklerinden satın ve teslim aldığı yükleyicinin davalı işyerinden davalının rızası dışında götürüldüğü belirlenmiştir. Yine dosyaya getirilmiş bulunan icra takip dosyaları içeriklerine göre, dava konusu yükleyicinin davalının rızası dışında elinde çıkmasından sona, önceki maliklerini bonolara dayalı takip nedeniyle bu yükleyiciye haciz konulduğu ve dava konusu yükleyicinin 26.6.1980 tarihinde haciz zaptında da belirtildiği üzere yediemin olarak dava dışı Hurşit K.'na, ondanda yediemin sıfatıyla ve 10.9.1980 tarihinde Şerafetten S.'e geçtiği, bundan da 20.3.1981 tarihinda davacı firmanın ortaklarından olan Ali A.'a yine yediemin sıfatıyla bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda dava konusu yükleyicinin önceki malkileri tarafından davalı Bayram A.'a 1977 senesinde satılıp teslim edildiğinin ve mülkiyetinin 1977 senesinde davalıya geçtiğinin kabulü gerektiği gibi, bu husus davalı yanca da kanıtlanmış bulunmaktadır. Esasen mahkemece de dava konusu yükleyicinin önce davalıya satılarak teslim edildiği, daha sonra davalı satış bedelininödeyemediğinden satıcıları tarafından geri alındığı ve bu durumda satıcıların satış akdinde vazgeçmiş oldukları belirtilmek suretiyle, yükleyicinin 1977 senesinde davalı yanca satın alınıldığı kabul edilmiştir. Dava konusu yükleyicini davalının rızası dışında elinden çıktığı ve satıcıların bu yükleyicinin davalıya satışı nedeniyle olan alacaklarını tahsil için icra takibi yaptıkları ve yükleyiciye haciz koydukları belirlendiğine göre, malın önceki maliklerinin davalıya yapılan satış akdini feshettiklerinden söz edilemez. Mahkemenin, satıcıların davalıya yapılan 1977 senesindeki satış akdinden vazgeçtikleri gerekçesi bu nedenle yerinde değildir.
Ayrıca dava firmanın ortaklarından olan Ali A.'a dava konusu yükleyicinin 20.3.1981 tarihinde yediemin sıfatıyla teslimi nedeniyle davacı firma, dava konusu yükleyicinin 20.3.1981 tarihinde itibaren davalıya ait olduğunu bilmektedir. Davacı firma, bu davaca 25.1.1982 tarihli noterde düzenlenen alım satım sözleşmesine dayanmakta ise de, daha önce yükleyicinin mülkiyetini davalıya ait olduğu davacı firma tarafından bilindiğinden davacı firmanın iyiniyetli zilyed olduğunun kabulüyle de olanaksız olup davacının 25.1.1982 tarihli noter senediyle dava dışı satıcılarla yaptığı alım satım sözleşmesi davalı yönünden geçerli değildir. İcra takibine konu davalı borcunun tümünü icra takipleri sırasında davalı yanca ödenip ödenmemesinin yükleyicinin mülkiyeti yönünden dava konusu ihtilafla bir ilgisi de bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, malın önceki malikleri olan satıcılarının dahi icra takibi sırasında dava konusu yükleyicinin davalıya ait olduğunu kabul etmelerine, 1977 senesinde yapılan satışla yükleyicinin mülkiyetinin davalıya geçmiş olamasına, davacı firmanın iyiniyetli zilyed olduğundan bahsedilemeyeceğine nazaran davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 9.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.