 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/2896
K: 1990/3184
T: 09.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul Asliye 5. Ticaret Mahkemesi)nce bozmaya uyularak verilen 28.12.1988 tarih ve 1111-1217 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekilleri, müvekkillerinin murisi Sabri Kazdal'ın davalı Şirketin ortaklarından olan Mürüvvet Erdem'in 250/500 payından 175/500 payını 7.7.1983 tarihli ve 21377 no'lu noter senedi ile devraldığını, aynı gün şirketin diğer ortağı olan Lütfü'nün de aynı noterlikçe düzenlenen devir senetleri ile bazı paylarını başka şahıslara devrettiğini ve bu şahsın müvekkillerinin murisine yapılan pay devrinden haberdar olduğunu, murisin ölümünden sonra ihtarnameye rağmen davacıların ortaklığa kabul edilmediklerini belirterek, müvekkillerinin intikal eden hisseleri nisbetinde ortaklıklarının tesbitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödenmeyen kar payından 100.000 liranın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğrandığını, pay devrinin geçerli olabilmesi için ortaklıkların ittifaklarının şart olduğunu, oysa böyle bir ittifakın bulunmadığını, aynı tarihte yapılan pay devirlerinin, devrin diğer ortak tarafından bilindiği anlamına gelmeyeceğini, devrin tescil ve ilan edilmediğini, devir nedeniyle ödenmiş bir bedel bulunmadığı için davacılar murisinin ölümüne kadar devrin pay defterine kaydı için bir müracaatta bulunmadığını, kar payı isteminde bulunulabilmesi için öncelikle ortak olduğunun tesbiti gerektiğini, kaldı ki şirketin kar payı dağıtımı hususunda almış olduğu bir kararın mevcut olmadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın, dairemizin, 11.4.1988 tarihli ilamıyla "yasada aranan tüm koşulların gerçekleşmiş bulunmasına nazaran, davacıların, murislerince satın alınan pay miktarınca davalı şirketin ortakları olduklarının kabulüne ve bu şekilde pay defterine kaydedilmelerine karar verilmek gerekirken kararda yazılı nedenlerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle davacılar yararına bozulması üzerine, mahkemece, bozmaya uyularak, davanın kabulüyle, davacıların kararda gösterilen miktarlarca davalı şirket ortağı olduklarının tesbitine, bu şekilde pay defterine kabul edilmelerine, ortaklar kurulunca kar payı dağıtımı yolunda alınmış bir karar bulunmadığından bu konudaki istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, 25.11.1982 tarihli önceki hisse devri yönünden ortakların muvafakatını gösteren bir belge düzenlenmiş ancak, sonraki dava konusu hisse devrine ilişkin bir muvafakat belgesi mevcut bulunmamış ise de, her iki ortağın aynı gün hisselerini başkalarına devretmiş bulunmasına nazaran hisse devri hususunda bir anlaşmaya vardıklarının böylece anlaşılmış olmasına ve yapılan hisse devrinin TTK. nun 527. maddesine göre yapılmış sayılması gerekmesine göre hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 9.4.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.