Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1989/2527
K: 1989/2044
T: 31.03.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. ile Faik Koç vs. arasında çıkan davadan dolayı Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 30.12.1987 gün ve 1263-1697 sayılı hükmü bozan dairenin 1.12.1988 gün ve 1981-7280 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
 
KARAR : Davacı vekili müvekkili ile dava dışı şirket arasındaki 3.6.1983 tarihli nakliye sözleşmesinde sabit fiyat asası kabul edilmesine rağmen, nakliyeci şirketin kur değişikliğinin nakliye fiyatlarına ilave edilmesi yolundaki müracaatının müvekkili şirket yönetim kurulunca kabul edilerek sözleşmenin tadil edildiğini, bu suretle şirket zararına 1.016.485.939.16 lira fazla ödemede bulunulmasına sebep olduğunu, söz konusu zarara yönetim kurulu üyeliği ve idari görevlerde bulunan davalıların sebebiyet verdiklerini ileri sürerek bu meblağın yasal faizi ile müteselsilen davalılardan tahsilini dava etmiştir.
Davalılar vekilleri şirket yararına yapılan işlemden dolayı bir zararın söz konusu olmadığını, işlemin genel kurulda ibra edildiğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının temyizi üzerine hüküm  dairemizce bozulmuştur.
Davacı vekili karar düzeltilmesi isteminde bulunmuştur.
Eski yöneticiler hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verme yetkisinin şirket yönetim Kuruluna ait olduğunu belirleyen, Dairemizin 1988/1981-7280 sayılı ve 1.12.1988 günlü bozma ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunan davacı vekili, şirket yönetim kurulunun 3.12.1985 günlü 1 sayılı ve şirket eski yöneticileri olan davalılar hakkında dava açılması yolundaki kararı ibraz etmiştir. Karar düzeltme istemine cevap veren davalı vekilleri, ibraz olunan yönetim kurulu kararına itiraz etmedikleri gibi; anılan kararın dava koşullarından olması ve öncelikle mahkemeye sunulması yolunda bir karşı düşünce de serdetmemişlerdir. Aslında taraflar arasında tartışmaya konu edilmeyen 3.12.1985 gün ve 1 sayılı yönetim kurulu kararının mahkemeye sunulması halinde de mahkemece yapılacak başka bir işlem bulunmadığından davacı vekilinin dosyanın esastan incelenmesi istemini de içeren karar düzeltme dileğinin kabul edilerek; işin esasına girilip temyiz incelemesi yapılmasına karar verilmiştir:
18.6.1984 tarihinde yürürlüğe giren 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Kamu İktisadi Teşebbüsleri'nin bu meyanda davacı şirketin organları arasında genel kurula yer vermemiştir.
Ceza Mahkemesi dosyasındaki bilirkişi raporunda ve yerel mahkeme gerekçesinde davalı yöneticilerin şirket genel kurulunun 21.9.1984 günü yapılan toplantısında ibra edildikleri kabul edilmişse de, yukarıda da değinildiği gibi 18.6.1984 günü yayınlanarak yayın tarihinde yürürlüğe giren 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname bir Kamu İktisadi Teşebbüsü olan davacı şirketin genel kurulunu ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Bu tarihten üç ay sonra toplanan ve yasanın yürürlüğü ile varlığı ortadan kalkan şirket genel kurulunun ibra kararının hukuki bir değeri olmayacağından davalıların bu kurulda aklandıklarının kabulü mümkün değildir.
Öte yandan; davacı şirketin Türkiye Büyük Millet Meclisi Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu 27.5.1986 günlü oturumda, Anayasa'nın 165. ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 34/3. maddesi uyarınca denetlenmesi amacıyla yapılan görüşmeler sırasında, davalı eski yönetim kurulu üyelerinin eylem ve işlemleriyle ödeme yapılmasına ilişkin kararları hakkında herhangi bir bilgi ve öneri sunulmuş, üzerinde açılmış ve onanarak ibra edilmiş değildir. Dairemizin yerleşen uygulamasına göre; konu açık bir biçimde yetkili kurul veya komisyonun bilgisine sunulup, üzerinde görüşme açılarak sonuca bağlanmadıkça ibra edilmiş sayılamaz. Genel bilançoların ibrası, kapsamında olup da kurulların bilgisinden gizlenen özel harcamaların ve işlemlerin ibrası anlamında kabul edilemez. Bu nedenledir ki, davacıların gerek genel kurulda gerekse Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunda ibra edildikleri yolundaki mahkeme düşüncesi yerinde görülmemiştir.
Davalılar hakkında TCK nun 240. maddesi uyarınca vazifeyi suistimal suçlarından dolayı açılan kamu davasında ceza mahkemesince "sanıkların fiilerinde kendilerine yükletilen suçun kanuni unsurları oluşmadığından, beraat kararı verilmiştir. Ceza hukukunda vazifeyi suistimal suçunun yasal unsurları ile davalıların davacı şirket aleyhine gerçekleştirdikleri ve sonuçta zararına sebebiyet verdikleri iddia edilen ve özel hukukta haksız fiil olarak nitelenen eylemlerin ölçü ve ilkeleri değişiktir. Bu bakımdan sanıklar hakkında verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz. Borçlar Kanunun 53. maddesi hükmü uyarınca hukuk hakimi kusur olup olmadığını araştırırken, ceza hukukunun sorumluluğa dair hükümleriyle bağlı değildir. Kusur ve sorumluluğu tamamen müstakil olarak takdir edecektir. Ancak ceza mahkumiyeti ilamında saptanan maddi olaylarla hukuk hakimi bağlıdır. Bu nedenledir ki, yerel mahkemece suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı konusunda ceza mahkemesince yaptırılan ve yukarıda değinilen yasal gerekleri göz ardı eden ceza dosyasındaki bilirkişi raporuyla yetinerek karar tesis etmesi doğru değildir.
Mahkemece ticaret hukuku, taşıma ve borçlar hukuku sahasında uzman olan kişilerden kurulu bilirkişi heyeti oluşturularak, alınacak raporun dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirilip takdir edilerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan davacı vekilinin karar düzeltme ve temyiz nedenleri yerinde olduğundan kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltilmesi isteminin HUMK.nun 442/3. maddesi uyarınca KABULÜ ile Dairemizin 1988/1981-7280 sayılı ve 1.12.1988 günlü Bozma İlamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan gerekçeyle ve temyizen BOZULMASINA, 31.3.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini