Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/9411
K: 1990/1087
T: 20.02.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Ankara Asliye 4. Ticvaret Mahkemesi)nce verilen 23.9.1988tarih ve 582-634 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Davacı vekili taraflar arasındaki 22.7.1985 tarihli satış sözleşmesi uyarınca müvekkilini İran'dan temin edeceği 20275 m/ton fuel-oili davalının Türkiye'nin muhtelif yerlerindeki fabrikalarına teslim etmeyi davalını da satış bedelini İsviçre uyruklu davacı lehine İsviçre'deki bir bankaya açtıracağı akreditiflerle ödemeyi üstlendiklerini, ancak davalının dış ticaret rejimi yasakları nedeniyle akreditif açtıramadığını ve davalınınediniminin imkansızlığı yüzünden sözleşmenin hükümsüz kaldığını, sözleşmede resmi makamların gerekli izinleri vermemesinden dolayı akdin geçersiz kalması halinde davalını mes'ul olmayacağına dair bazı sorumsuzluk kayıtları varsa da tacir olan davalının sözleşme yapmadan önce davacıya olan borcunu akreditifle ödemesini engelleyecek hukuki manilerin bulunup bulunmadığını araştırmamasının ağır bir kusur teşkil ettiğini ve BK.nun 99/f-I maddesine göre mezkur kayıtların davalıyı sorumluluktan kurtaramayacağını, nitekim davalının sözleşmeye göre davacının ödemesi lazım gelen damga vergisinin tahsili için açtığı dava sonucu kurulan hükümde davalının % 60 nispetinde kusurlu olduğunun saptandığını, davacının bu sözleşmenin geçerliliğine güvenerek davalıya hitaben düzenlettirdiği teminat mektubu nedeniyle, 3.739,48 ABD doları masraf ve komisyon ödediği gibi aynı emteayı başka bir firmaya daha elverişsiz şartlarla satmak zorunda kaldığından 913,591 ABD doları kar kaybına uğradığını, fazlaya dair haklar saklı tutularak (646.717.988 Tl.) alacağın yıllık % 52 nispetinde faiziyle birlikte tahsil için girişilen ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerinde durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve % 15 inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, sözleşmeye göre akdin kuruluşunun ilgili makamların ithalat izni vermesi şartına bağlandığını ve ithalat yasaklarının mücbir sebep sayıldığını, taraflar arasında 1984 yılı fuel-oil ihtiyacının temini için yapılan bir önceki sözleşmenin hiçbir hukuki engelle karşılaşmaksızın taraflarca ifa edildiğini, dış ticaret rejimin sık sık değişmesi ve İran menşeli fuel-oilin Türk ve İran Merkez Bankaları arasındaki özel hesap vasıtasıyla ithalinin resmi makamlarca kararlaştırılması karşısında müvekkilinin kusurundan söz edilemeyeceğini, ortada bir kusur mevcut ise bir Türk sermaye grubuna bağlı olan ve sözleşmeyi Türk uyruklu yetkilisi vasıtasıyla akdeden davacı şirketin de kusurlu sayılması gerekeceğini, ortada geçerli bir akit bulunmadığından akdin ifa edilmesinden dolayı tazminat istenemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece davacının sözleşmenin geçerli olduğuna güvenerek davalıya hitaben tanzim ettirdiği teminat mektubu nedeniyle (3.739.48 ABD doları) masraf ettiği ve ayrıca akdin ifa edilmesinden dolayı (174.567,75 ABD doları) kar mahrumiyetine uğradığı, toplan (178.307,28 ABD doları) tutarındaki zararın davalının ihtarla temerrüde düşürüldüğü tarihde cari kur üzerinde (122.629.014 TL.) ya tekabül ettiği aynı sözleşmeyle igili olarak ankara 3. Ticaret Mahkemesinin 1986/100 esasında açılan dava sonunda T. Çimento ve Toprak Sanayi T.A.Ş.nin % 60 nispetinde kusurlu olduğu hükme bağlandığı cihetle bu hususun tarafları aynı olan bu davadada kesin delil oluşturuduğu gerekçesiyle kusur nisbetine isabet eden (73.577.409 TL.)lık alacak kesimibakımından itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin davanın ve inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve aşağıdaki bentte açıklanan nedenlere, davacının geçersiz kalan sözleşmeden dolayı tanzim ettirdiği teminat mektubu nedeniyle yaptığı 3.739,48 ABD doları masrafın menfi zarar niteliğinde olmasına, davalının sözleşmenin imkansızlık nedeniyle geçersiz kalmasında % 60 kusurlu olduğunu tespit eden önceki davada alınan kararın menfi zararın tazmini bakımından tarafları aynı olan bu davada da bağlayıcı bulunmasına, bu durumda 3.739,48 ABD doları menfi zararın % 60 ından davalının sorumlu olmasına ve mahkemenin bu kaleme ilişkin kararı bu nedenle doğru olmasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temiz itirazının reddi gerekmiştir.
2 - Taraflar arasındaki Ankara 3. Ticaret Mahkemesi'nin 986/100 esasında öngörülen önceki dadan bedeli İsviçre'de açılarak akreditifle ödenmek suretiyle İran'dan fuel-oil ithalinin, sözleşmenin yapıldığı sırada yürürlükte buluna dış ticaret rejimine göre, mümkün olup, olmadığını araştırmadan sözleşmede akdeden .....A.Ş. nin bu sözleşmenin başlangıçta mevcut objektif imkansızlıktan dolayı BK.nun 20/F-I maddesi uyarınca hükümsüz kalmasında % 60 kusurlu olduğunu, .....S.A. nın da bu hususta % 40 müterafık kusurunun bulunduğu hükme bağlanmış olup bu tespit akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan diğer bir deyişle hükümsüz kalan sözleşme hiç yapılmasa idi tarafların maruz kalmayacağı (menfi) zararların tazminine ilişkin talepler bakımından bu davada da tarafları bağlar. Nitekim, 1986/100 esas sayılı davada da satış sözleşmesi uyarnıca Maliye'ye ödenen sözleşmenin hükümsüz kalması üzerine fuzuli bir gider niteliğine bürünen ve sözleşme hiç yapılmasa idi tarafların maruz kalmayacağı (menfi) bir zarar olan Damga Vergisi giderine tarafların batıl bir sözleşme  yapmaktaki kusurları nispetinde katlanmaları hususu hükme bağlanmıştır.
Şimdiki davada ise davacı (teminat mektubu giderlerinden doğan menfi zararından başka) akdin hükümsüz kalmasından dolayı yani emteayı daha elverişsiz koşullarla başka bir firmaya satmasından doğan zararının yani akdin ifa edilmesinden ileri gelen kazanç kaybını (msept zararının) da tazmini istemektedir.
Geçerli olarak doğmuş bir borcun ifası sözleşme kurulduktan sonra ortaya çıkan ve borçluya isnat olunamayan bir imkansızlık (kusursuz imkansızlık), yüzünden olanaksızlaşırsa, BK.nun 177. maddesi hükmüne göre borç sakıt olur ve borçlu borcundan kurtulur. Buna mukabil sonradan ortaya çıkan imkansızlık borçlunun kusurundan ileri gelmiş ise alacaklı BK.nun 96 vd. maddeleri uyarınca akdin ifa edilmemesinden doğan zararının yani müspet zararının tazminini isteyebilir. (Haluk TANDOĞAN/Türk Mes'uliyet Hukuk, Ankara-1961, sh: 405).
Oysa, bu davaya konu olan imkansızlık akdin geçerli olarak kurulmasından sonra ortaya çıkmamış, bil'akis sözleşmenin yapılması sırasında objektif bir şeklide mevcut olduğundan BK.nun 20/1-I maddesi hükmü uyarınca sözleşmeyi yapıldığı andan itibaren batıl kılmıştır. Başlangıçtaki objektif imkansızlık yüzünden akdin batıl olduğu halerde ise taraflar ancak menfi zararlarını (örneğin hükümsüz kalan akit gereğince yaptıkları giderlerin, bu akdin geçerliliğine güvenerek kaçırdıkları sözleşme fırsatlarından doğan kazanç kayıplarının yani akit ifa edilse idi elde edecekleri menfaatlerin) tazminini talep hakkına sahip olup müspet zararların (diğer bir, deyişme akdin ifa edilmemesinden doğan kazanç kayıplarının yani akit ifa edilse idi elde edecekleri menfaatlerin) tazmini isteyemezler (Haluk TANDOĞAN/a.g.e. Sh: 427, TEKİNAY BORÇLAR HUKUKU/C: 2, 1985, sh: 1141; Faruk EREN/Borçlar Hukuk Genel hükümler C: 1, 1985, sh: 354; Andreas von TUHR (Cevaz EDEGE tercümesi)/Borçlar Hukukunun Ümumi Kısmı, C: I, 1952, sh: 269, H. BECKER/İsviçre Medeni kanunu Şerhi C: IV Borçlar Kanunu I. Kasım, I. Fasikül (Bülent OLCAY tercümesi), 1967, sh: 115). Davcı Baytur S.A. bu davada davalıya akdettiği sözleşmeye güvenerek daha önce karşısına çıkan sözleşme fırsatlarını kaçırdığını ve bu nedenle (menfi)zarara uğradığını bu sözleşmenin yapılmasından, ancak imkansızlık yüzünden batıl kalmasından sonra yani emteayı başkasına daha olumsuz koşullarla satmasından dolayı zarara uğradığını ileri sürerek müspet zararının tazminini istediğine ve bu isteği hukuken dayanaksız oluduğuna göre davalının batıl akdin yapılmasında kusurlu olup olmaması ve menfi zarara ilişkin önceki tazminat davasında şu veya bu nisbette kusurlu bulunması şimdiki davanın müspet zarara ilişkin bölümü bakımından bir etki yapamaz ve davalının sorumluluğuna yol açamaz.
Kaldıki, bir an için bu imkansızlığın sonradan çıktığı kabul edilse dahi Hükümetin ruhsatname vermemesi taraflar arasındaki sözleşmenin 13. maddesi hükmüne göre mücbir sebep olarak kabul edildiği cihetle buna göre de davacının müsbet zarar namı altında bir talepte bulunması mümkün değildir.
Bu durum karşısında davacının batıl sözleşmeni ifa edilmemesinden ve aynı emteanın daha elverişsiz şartlarla başka bir firmaya satılmasından doğan kazanç kaybına ilişkin tazminat talebini tamamen reddi lazım gelirken bu zararın % 60'ı nispetinde belirlenen tazminatın tahsiline karar verilmesi hükmün davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
 
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine; hükmün (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, 100.000 TL. duruşma vekillik ücretinin taraflardan alınarak yekdiğerine ödenmesine, fazla alınan 547.000 lira temyiz ilam harcının isteği halinde temyiz edeblerden davacıya iadesine,ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edeblerden davalıya iadesine, 20.2.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini