DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen (...) hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:

 

KARAR : Davacı vekili; müvekkili ile davalıların murisi Remzi'nin kardeş olup babalarından kalan arazileri işletmek üzere 1948 yılından 1958 yılına kadar ortak çalıştıklarını, 1958 yılından önceki senelerde İstanbul'da oturan dauvalı murisleri Remzi'nin bu ortaklığın nakit ihtiyacı için Maraş'ta oturan davcı ile bazı yakınlarının imzalarını alarak bonoları bilahare doldurup İstanbul'daki bankalara kırdırmak suretiyle temin ettiğini, bu arada müvekkilinin de bu şekilde sayısını bilemeyeceği kadar boş bonoları imzalayıp Remzi'ye gönderdiğini, ortaklığın 1958'de sona erdirilerek hesapların kapatıldığını; böylece biten ilişkiye rağmen Remzi'nin elinde kalan bu boş bonolardan birine damga ile 6.7.1964 tanzim tarihi, 2.100.000 lira da bedel koyduktan sonra 1966 yılında icra yoluyla tahsile giriştiğini iddia ederek müvekkilinin borçtan kurtarılmasını dava etmiştir.

Davalılar vekilleri; sahtelik ve hatır bonosu iddialarını kabul etmeyerek imzanın davacıya ait olduğunun tetkik merciinde belirlendiğini, ortaklık hesaplaşmasının 1963 yılında yapılması nedeniyle borçlu çıkan davacının dava konusu senedi verdiğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, iddia ve savunmaya, imzanın davacıya ait olduğunun tetkik merciinde kesin olarak belirlenmiş olmasına, tarafların ortaklıklarının devamı sırasında katipliklerini yapan tanık Ökkeş'in de  bu olguyu doğrulamasına, davacının bononun hatır için olduğuna dair yemin hakkını kullanmamış bulunmasına nazaran davanın reddine ilişkin 26.4.1982 tarihli kararın davavı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 2.12.1982 tarih ve 1982/4767 E. 5094 K. sayılı ilamı ile imza konusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekçesiyle davacı yararına bozulması üzerine her iki taraf vekillerinin tashihi karar istemleri sonucu davalı isteminin reddine, davacı isteminin kabulüyle; davacı ve katip Ökkeş'in istecvaplarına, bononun 1963 yılından önce tanzim edilip edilmediğinin araştırılmasına, keza varsa ortaklık defterinin celbi ile davalılar murisinin ortaklıktan ne kadar alacaklı olduğunun araştırılarak, gerekirse bilirkişi görüşü alınarak bu değerlendirmeler sonucuna göre karar ittihazı nedenlerinin bozmaya eklenmesine dair 25.3.1983 tarih ve 1983/1179 E-1456 K. sayılı ilamına uyan yerel mahkeme davacının isticvabı ve tanık beyanları ve davacıya bononun hatır bonosu olup olmadığına dair re'sen teklif ettiği yemini eda eden davacı yeminine nazaran davanın kabulüyle davacının takip konusu bono ile borçlu olmadığının tespitine, borçtan kurtulma davasının kabulüne şeklinde karar verilmiştir.

Kararı yasal süresinde davalılar vekilleri temyiz etmişlerdir.

Dairemizin gerek temyiz incelemesi, gerek karar düzeltme aşamısındaki bozma nedenleri dava konusu bonodaki imza itirazının incelenmesi, ayrıca taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiye işlemleriyle ilgili belgeler getirtilerek ve bu arada davacı ile tarafların muhasebesini alan dava dışı Ökkeş isimli kişinin iticvabıyla sonuçta toplanacak tüm deliller açısından gerekli incelemeler yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi hususlarına dayanmaktadır. Bozma ilamında tanık dinlenmesi konusunda bir yönlendirme mevcut değildir.

İsticvabı öngörülen Ökkeş'in vefat etmesi nedeniyle bu bozkma gereğinin yerine getirilmesinin mümkün olmadığını anlaşılmaktadır. Öte yandan davacı taraf bonodaki imzayı da kabul ettiğine göre bu konuda da yapılacak bir işlem kalmamıştır. Davacı tarafça dosyaya adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin davalı tarafı bağlayacak, imzayı havi bir belge ibraz edememiştir. İbraz edilen dökümünlar ise davalı tarafı ilzam edecek nitelikte bulnmamaktadır. O halde, bozma ilamı çerçevesinde toplanan delillerle davacı taraf, iddiasını kanıtlayamamıştır. Zira, Ökkeş'in ölmeden önce verdiği ifade de kesin nitelikte bir beyanı içermemektedir. O nedenledir ki, Dairenin önceki bozma kararında anılan kişinin yeniden isticvabı öngörülmüştür.

Bozma ilamı çerçevesinde toplanan bütün bu deliller karşısında davacı taraf iddiasını usulen kanıtlayamadığına göre böyle bir durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, usul hükümlerine aykırı olarak ve bozma ilamı çerçevesinin dışına çıkılarak hatır bonosu iddiası hakkında tanık dinlenmesi ve bu tanık anlatımlarına da dayanılarak davacı tarafa re'sen yemin ettirilerek dava konusu bonodan dolayı davacı tarafın borçlu olmadığına karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

 

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA (...) 28.12.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972